Gecenin çeyreğindeyiz,
Hafif bir rüzgar
Temmuzda…
Şehrin göbeğindeyiz.
Küçük aşklarımızla, büyük ağaçlara
yaslanıp
Geleceği kurguluyoruz.
Bazen bayraklar kadar yalnızız,
bir o kadar güçlü ve acımasız.
Bazense karıncalar kadarız; çalışkan
ve aşksız.
Geçmiş acıtıyor canımızı,
Geçmiş bir bataklık…
Gecenin gölgesindeyiz,
Hafif bir rüzgar
Temmuzda…
Şehrin göbeğindeyiz.
Yanımızda dünün şarabı,
Aklımızda yarının parasızlığı…
İçimiz de bir isyan var.
Neye olduğunu kimse bilmiyor.
Bir cigara sarıp
Bin sövüyoruz yine.
Ya çekip gidiyoruz buralardan,
Ya da kalıp savaşmaya ant içiyoruz.
Ama temmuz işte, boktan bir ay
Ne eylül gibi aşık olabiliyoruz;
Ne de haziranda gibi savaşabiliyoruz.
Gecenin sonundayız,
Serin bir rüzgar
Temmuzda…
Şehrin göbeğindeyiz.
O kadar kalabalığız ki bağırıyoruz.
Bir garip olmuşuz,
Kıvrılmışız bir kaldırıma,
İlk şarkılarımızı dinliyoruz.
Son ölülerimiz geliyor aklımıza
Yine ağlıyoruz.
Ama bitiyor temmuz, kurtuluyoruz.
Bugün ölümlerin en başında temmuzun en
sonundayız.