önümü hep kış tuttum

benim önüm, arkam, sağım, solum

hep kıştı

yaz çıkarsa bahtıma,

karaydı yazgım


-dedim önce


çayımdan yudumladım

güneşe baktım sonra


dedim; şimdi hangi kitaba kötü kadın olacağım tanrım?


üstüne basılmış bir çiçek gibi

acılandı yüzüm

kolonya sürünsem kendime gelir miydim?

çilekli bir dondurma yesem,

bisikletten düşsem

yine çocuk olur muyum tanrım?


amin!

diye sızlandı içimdeki küçük kız

babasının öptüğü yanağını elinin tersiyle silen çocuk, uyandı


akşamlarım hep hicaz makamındandı,

öpüştüğüm bardak çayım bitince yüzüme bakmaz,

karabasanlar derine düşünce bana sarılırdı.