Yaradılıştan beri bitmek bilmeyen döngüler içinde nefes alıyoruz. Ölmek, mutlu olmak, belki de hayatında ilk defa mutlu olmak... Önceleri hep merak ederdim, insan nasıl olur da intihar eder? Yani bir insan bile isteye canına nasıl kıyar? Sonradan öğrendiğim şu ki intihar da insana mantıklı geliyor. Düşün ki yıllarca eziyet gördüğün hapishaneden çıkmak istiyorsun, her şeyi denemez misin? İntihar fikri de insana mantıklı geliyor. Nasıl ki insanda acıkınca yemek yemeği isteği uyanıyor ve mantıken yemek yiyorsun, insana intihar etmek istediği de birden geliyor böyle. Tabii geçmişte yaşadıkların birer ateşleme mekanizması oluyor senin için ve en yakın ilaç kutusuna, bıçağa, bir köprüye ve en kesini bir ipe sarılıyorsun ama bazı insanlar her şeye sahip olsa da bu his onları bir şekilde buluyor ve sonra dünya onlar için yaşanılmaz bir hal alıyor.

Bir yazarında dediği gibi: ''Bu dünyayı başka bir dünyanın bekleme odası gibi görüyordu.'' Ve beklemekten sıkılan insanlar sonsuz mutluluğu seçiyor...

Temmuz yazdığı yazıya baktı, ne istiyordu hayattan? Belki de okuduğu kitaplardaki karakterler gibi gezmek, keşfetmek istiyordu dünyayı. Belki maddi manevi sorunlardan kurtulmak istiyordu. Salon giderek daralıyordu ve onun hiç sabrı kalmamıştı...