Tüm tenhalığımla yüreğim ağzımda yürüyorum. Köşede yıkık sayılabilecek bir ev var. Kireçli duvarları ayrık otunun vahşiliğine çoktan teslim. Çok tanıdık bir duygu. Nereden tutsan elinde kalanlardan. Karanlığı varsa da çocukluk merakım bırakmıyor yakamı. Önünde sardunyalar devrilmiş. Çiçek seven bir kadın. Yaşamış. Başımı karanlığa uzatıyorum. Siyah beyaz pelikleri iki yandan sarkmış. Düşük kaşlı. Bakışları derin. Kadın un çorbası karıştırıyor. Kadın. Kokusunu duyunca ona sarılıyorum. Konuşacaklarimiz çok yüklü, dayanamıyorum. Koşuyorum.

Ama ruhumun en ücra köşelerinde gezinmeye niyetliyim. İliklerime kadar korkuyorum ama sınırlarımın sınırını meraktan gebereceğim. Adımlarım çoğalıyor. İçimi gıdıklayan duygular hiç susmuyor.

Sağımda bir aş evi. Kalabalığı bol. Tombulca bir teyze, koca gamzeleriyle kazanlar dolusu yemek pişiriyor. Hani yedikçe yüzünüzü güldürenlerden. Sürekli dolup taşıyor tabaklar. Tepsi tepsi sunuyor insanlara. O hiç yemiyor. Aklına bile gelmiyor. İnsanların yüzüne bakıp doyuyor.

Oradan çıkarken gözleri delice bir kadınla karşılaşıyorum. İhtimaller denizinde yüzebilenlerden. Kaygılı da bir hali var. Elinden tutsam nereye gideriz acaba? Takip et diyor, bende ardındayım. Bir uçuruma kadar yürüyor. O nasıl rüzgar, o nasıl yağmur? Islandıkça ağlıyor. Ayaklarının altı dalgalara boğulmuş bir deniz. Ölümün nefesini ensemde. Ürküyorum. Gözlerim kapalı. Kendimi rüzgâra bırakıyorum. Sıkça yaptığım gibi. Uçuyorum. Aman Yarabbi. Daha iyisini yaşamadım. Bulutlara dokunuyorum. Yumuşak. Anne memesi gibi. Bırakılamayası. Ah bir el çekiyor beni. Arkama dönüyorum. O kız çocuğu. Bakışlarını biliyorum. Çok şey birikmiş. Taşıyor gözlerinden. Öfkesi. İnce yüzü telaşta. İçinde bir dağ. Yanıyor. Öpsem geçer mi acaba? Sarılsam. Ellerini tutsam. Saçlarını sevsem. Boynunu büker mi yine? Korkmasa. İçindeki ateşle büyüyecek. Her şey geçecek. Arkasından sarılıyorum. Kucak dolusu. Gözyaşlarım. Gitmeliyim.

Kendim. O boşluğa bırakıyorum. Neşe içinde bir bahçe. Yaşlı zeytin ağacı. Damarları en belirgininden. Altında yatıyorum. Kulağımda kuşlar, dalların arasından gökyüzüne bakıyorum. Füruh haklı. Ben ağaçların soyundanım. Nenem, dedem. Öpüyorum. Sıkıca sarılıyorum.

Ellerim. Onlara tekrar bakıyorum. Kumarbazım. Bütün geçmişim masada. Çeviriyorum. İhtimaller. Her şeyi verebilirim. Sıfırdan başlamak aile geleneği. O halde sıfır. Benim kaderim. Daha iyi yenilmek için yine yeniliyorum. Yarım aşklar, yarım işler. Her şey yarım.

Bütün hayatımı o bütüne ulaşmaya veriyorum. Ama dikkatim dağınık. Bir yağ sızıntısı gibi. Her yere bulaşıyorum. Ne temizlenebiliyorum, ne barışabiliyorum.