Bugünkü mutsuzluğumun nedeninin vermiş olduğum kararların mı yoksa çok önceden birilerinin benim adıma vermiş olduğu kararlar mı olduğunu herkes gibi ben de merak etmişimdir. Benim adıma verilen kararlar derken benden habersiz karar verilmiş bir buluşma saatini ya da ben tuvaletteyken ustanın sorduğu “soğanlı mı? Soğansız mı?” sorusuna benim adıma verilmiş olan soğanlı cevabı değil daha çok ilahi kararlardan bahsediyorum. Tanrının hayatın boyunca sıklıkla karşılaştığın ve karşılaşacağın sorunların oluşmasında senin adına vermiş olduğu kararların da payı olduğunu iddia etmek sanırım pek yanlış olmaz . Dış görünüşümüz, zekamız, gibi özelliklerin yanı sıra bizi biz yapan karakter özelliklerimiz bile tanrı tarafından şekillendiriliyor. Sonuçta karakterimizin şekillenmesindeki en önemli faktörlerden olan ailemiz, büyüdüğün mahalle, içine doğduğun kargaşa ortamı… Hepsi başkalarının senin adına vermiş olduğu tercihlerin sonucu. Tanrının bizim hayatımıza daha biz kendi hayatımıza yön dahi verebileceğimizin farkın bile varmadan önce bizim hayatımıza yön vermeye başlamış olması bir yana hayatınızın kontrolunun en fazla elinizde olduğu dönemde bile güzergahınızdaki birçok yolun daha siz o yolda bir yol ayrımına bile gireceğinizi bilmezken kapatıldığını görür ve tekrardan hayatınız üzerinde ne kadar kontrol sahibi olduğunuzu sorgulamaya başlarsınız. Yani insan bunca faktörün arasında nasıl verdiği bir kararın kendi kararı olduğunu düşünebilir? Nasıl kendini içinde doğaçlamanın da bulunduğu bir tiyatro oyunundaki alelade bir oyuncu olmadığına ikna edebilir bilmiyorum ve sanırım hiç bilemeyeceğim.