İnsan, doğduğu gün ağlamasından mıdır? Nedir, hayatı boyunca yüzü pek gülmez. Bazen ona çizilen yolda, bazen de kendi çizdiği yolda yürür de durur.
Ne zaman ki ona çizilen o yoldan çıksa yolu çizen kişi tarafından cezai işleme tutulur. Bu, her şekilde insanın ruhunu yaralayan tek şeydir. İşin bir diğer boyutu, o çizgisi belli olan insan ne kadar denerse denesin kendi yolunu çizmez, daha doğrusu çizemez çünkü ne kadar çabalarsa çabalasın kendini hep çizginin başında buluverir.
Kendi yolunu kendisi çizen ise her koşulda çizgisini değiştirir ve kendine yeni yollar bulur. Ama bu yollar içinde en doğru, en acısız, en zahmetsiz olanı bulmak, ona göre devam etmek hayli güçtür.
Peki bu durumda insan ne yapmalı? Her sokak başında bekleyen bilgili insandan, kendinden büyükten akıl almalı; onu ölçüp, tartıp o şekilde yola devam etmeli. Bu iki yolun da kendine göre sıkıntıları ya da güzellikleri olabilir. Biri size sonsuz özgürlük tanırken -ki bu da ucu bucağı olmayan çöl gibi gibidir- diğeri ise size kukla hissi verebilir ki bu da size sonsuz teslimiyet verir ve sizi kendi düşüncelerinde hapseder.
Vesselam...