Geliyor, geliyorrrr... Ünlü oyuncu şehrimize iştirak ediyor. Tüm halkımız davetlidir narası atıyor kenar mahalleden piçin biri... Geleni de gideni de, uçanı da kaçanı da... Üç noktayı sınırlı ve kısıtlı hayal gücüne bırakıyorum sevimsiz okur. Okurlarıma hakaret etmeyi severim bu arada. Tek kişilik bir kitle zira bu. Ben yazar ben yaşarım dedikleri cinsten. Gerçi yaşamasam da yazmışlığım çoktur. Kendi kendime kolpa sıkmaktan haz duyan bir sefa pezevengiyim çoğu zaman. Gözümü doyuracak ne bir para ne de şehvetimi dizginleyecek herhangi bir haz var. Yaldır yaldır parlayan ibne kılıklı bir keltoş yürüyor önümde. Tek tokatla kafasını kıpkırmızı etmemek için zor tutuyorum kendimi ve hala bağırıyor bastıbacak geliyor diye...
Bilboard tanrıçası bir ünlüymüş bu. Meydana inmiş tanrıça ve toplanmış ağzının suyuyla aciz kulları. Olanı biteni bir bodrum katının penceresinden izliyorum. Daha dün horoz dövüşü yapılmıştı burada, şuan elimde Seneca'dan Tanrısal Öngörü var. Bu nasıl bir korelasyon, hangi illiyetin bağı daha düne kadar irice horoza basmıştık varı yoğu. Şimdi nerden çıktı bu stoa merakı? Alkış çırpan aptallar Tanrıça'yı cesaretlendiriyor. Malum o cenahta cesaret çıplaklıkla özdeyiştir. Cesaret timsali kesiliyor meydanın ortasında andan üryan Tanrıça. Nefisten ibaret kullar nefasetten uzak bir edayla boğazlarını patlatıyorlar. Daha da kabarıyor tanrıça. Buz dolu küvette günü tamamlama gayretinde. Tam anlamıyla bir gövde gösterisi. pencerenin önünde horoz tüyleri, pencerenin ilerisinde pürüzsüz Tanrıça. Bodrum içinde horoz kadar itibar edilmeyen ben, bir pencere ilerde parmak uçlarına tapılacak Tanrıça.... Bir yanım emre itaat eden mümin, diğer yanım ateşin kutsallığına ikna eden Tanrıçaya hak veren İblis...
Hiç bozulmayan istifim ve hep bozulan moralim bir de halk dilinde egzama kafamdaysa tecavüz birliği kabuklar var. İzafiyetin izahı ve türevin türevi alınarak yarattığım bu koca benlik. Hiçler amaçladığımız hepler savaşı. Hep, hiç için savaştık ve hiçle başlayıp hiçle bittik. Bir insan hiç olmak için bu kadar mı hevesli olur? Sanırım bunun cevabı bende yok. Ondan geldik ona gideceğiz. Pekala bu tanrıça ne olacak, ağzı salyalı şehvet köpekleri etrafında demirden duvar örmüş. Bu şirk içinde bunlar nereye gidecekler? Gene tanrıçayla aynı cehenneme mi? Kaldı ki bu onlar için gene cennetvari bir sonuç değil mi?
Tanrıça iyice önüme geliyor, duvarlar üstüme üstüme ve insanlar şehvete, dünya ise tersime geliyor. Tersime yaşıyorum, tekrardan tersime dönerek özüme dönüyorum. Kendimi kendim olmayan yerlerde buluyorum. Hatta kendim olmayı kendi kendime bulamıyorum. O kalabalık içinde değilim belki ama yüzümü çevirecek, gözümü sakınacak bir ahlak da yok bende. Şimdi Tanrıça direğe hükmedecekmiş öyle diyor bastıbacak. Direkten filinta gibi süzülüyor ünlü tanrıça. Beni benden etmesi tek dileğimdi onu da başaramadı Tanrıça. Baksanıza sabahtır zemin katta bir pavyonun kaşıklı dansçılarının karşısında, kendimi bodrum katında bir Tanrıça izliyor gibi düşünüp anı katlanılır kılmaya çalışıyorum. Kulaklarımı daha da çınlat sevimsiz okur. Dedim ya dünya tersime geliyor diye, işte o hesap. Gerçek bana hayalden daha ütopik geliyor. O yüzden hayal kurduğum sürece yokum. Yok olana kadar varım sadece. Şimdi bağırdı bastıbacak; kendi yazar, kendi okur... Kendi yarattığı Tanrıça'ya şirk koşar. Geliyor işte karşınızda tek kişilik okur kitlesinin basiretsiz ilahı... Malumun ilamı : Naci Gürhan geliyor.
Haydi konslar kaşıklarınızı kırın ve bitsin bu çile. Viski diye sipariş ettiğiniz portakal suyunu benden sonraki enayi ödeyecek, boşa doldurmayın sidik torbalarınızı. Malum siz tanrıçanın tırnağı dahi etmezsiniz. Hem olmayan tırnakla nasıl boy ölçüşeceksiniz? İyisi mi sussun bastıbacak, okumasın Naci'nin yazdığı replikleri. Geliyor işte duvarlar üzerime üzerime , tıpkı yalandan kur yapan şu yanımdaki kons gibi. Halk galeyana, ben feverana geliyorum. Göçmenler kıyıya vuruyor. Bense kendime çarpıyorum her engel arayışımda. En büyük engel benim kendime zira. Geliyor işte garsonlar taşkınlık yapan beni dövmeye, varı yoğu gömdüğüm horoz berikinin üstüne, her şey üstüme üstüme dünya ise tersime geliyor. Tersimden kalkmam değil mesele baksana bu dünyanın en düzüne giden tersine bir yazı neticede...