Uçan her kelebeğin yeni bir güne uyanabileceğini bilsem
ürperir miydim
herşeyin küçüğü seninse kendin güzeldi
her güne yeni bir umutla bağlanıp küçük
çocuğu
salıncakta salladım kimdi adını sanını sormadım
en güzel anlardı gülümsenenler
sebepsiz kahkahalardı bizi biz yapan meseleler
yoksa sirke satan bir surata
ciddi dememizdeki maksat neydi ki
hayatın iyi yönlerini tutmalı ve unutmamalı
onlar bunlar şunlar
var olma gerekçesini yitirmemeli insan
benim varolmama ne hacet dediği zaman
kayışın koptuğunu duyarsın
gemini bağladığın sağlam kazık kopar gider
ayakta durmanın bile bir güzellik olduğunu
ayakta dimdik dururken iki bacağımdaki titremelerle
hissettim bendimi taşıdığımı ben olduğumu
işte bugün sadece oturup biraz hasbihal kendimle
bir gazete fincan çay pantolonun yaması dizlerde
dizelerdeki yamalarımsa benim kelimelere
bir iğneye geçirdiğim iplikle
dikiyorum tüm çocukların yırtıklarını
onlara dünyanın yırtık tarafını göstermemek için
terzi oldum mutlu umutlu dikimlerle
yakışır bir iş peşinde koşmaktı gayem ama
hiç varamadım istediğim yere
niçin kahkahalarımın itici geldiğini de anlamadım
anlaşılmak zor mu dostlar
ama şunu anladım herşeyin sahte olduğu bir dünyada
acı gülüşler ekşi sırıtmalar saf kahkahalar işte bunlar
bunlarında bir değeri olmadığını
herşeyi bırakmam gerektiğini anladım
anladım, anladım, anlamaz olaydım
Muhammed Ali Davulcu