Sayın!
Pek muhterem ehl-i siyaset
Musaddak-gerde-i erbâb-ı basiret!
Bu dönem pek şikeste
Bu dönemden münasebet
Zihinleri koruyabilmek için size
Pek önemli devinimler gerekli
Saray kubbelerinden toprağa ıslahatlar
Yenilikler gerekli
Fakat görüyorum ki
Omuzlarınızda yakası kırmızı cübbeler
Bel altlarınızda kara postallar
Ellerinizde çelik muştalarla sizler
Kurduğunuz düzenden emekli
Mekkâr yürekli tüccarlarsınız
Kendi yazdığınız masal şebboylarından
Kendi oynadığınız figüran toylardan
Meclis duvarlarınızdaki Drakon kanunlarından
Ve kan tarlalarınızdaki Leopold angaryasından
Mezalim başlar ya semâlarınızdan ârşa
Bileklerine kelepçe vurmak
Milatlarını bağlamak istersiniz ya zincirlerle
Dün dilleri tutulmuş militan ruhlu
Ama bugün çığırmak isteyen
Çağırmak isteyen omuzdaşlardan
Yüreği burkuk o mütedeyyin halkın
Güneyden esen yellerini durdurmak istersiniz ya hani!
İşte o vakit bizlere mısralar gerekli
Mısralarla ahenkli oyunlar oynayarak bu dönemde
Mısralarla satır başlarından kıbleye
Ekimler doğurarak
Şiirin o can alıcı girizgâhından
Özdeyişler türeten bilgeler gerekli
Bizlere özleyişler gerekli
Zira kelimeler en büyük devrimleri doğuran
En yüksek minarelerde yankılanan
İhtilal erleridir
Zira kelimeler ebedî âşkın neferleridir
Bu arızî dönemden muzdarip bizlerken
Sizlere bu dönemde sükût gerekli
Ama bizden yana doğan güneşten
Ve bizden yana kaynayan denizden
Habersizken sizler
Hatırlamanız için sûretlerimizi
Bizden yana enbiyâ tevhidinden
Ruhlarınıza unutuluşlar gerekli
İşte tam da bu yüzden
Sayın!
Dudaklarımızdan demir vagonlarla taşınan kelimeleri
Dudaklarımızdan o ince damarlarınıza sığmayan hamasetleri
Sayın!
Yurdumun her yanından ışıldayan beytin ilâhilerini
Mescitlerden yükselip beş vakit titreten gök kubbeyi
Şehre kesik bir damar gibi ırmaklarından çağlayan bir nesli
Sayın!
Sağanak yağmurlar gibi bulutlarımızdan boşanan şecaatleri
Ve unutun!
Ellerinizle çırılçıplak bıraktığınız ademoğlunun esaretini
O tıknaz bedenlerinize karşın avâmın sefaletini
Unutun ey erbab-ı hıyanet!
Kof yürekli canavarlarınızla halka dayattığınız şefaatleri
Safahâtinizde muhtevî Muaviye'nin Yezid'in gafletini
Unutturun korkularınızı ey mükteseb ümmet?
Dirilin Kerbelâ'da Hüseyin oğlu Ali Asgar gibi
Direnin ey kadınlar Dâdgâh'ta Zeynep bin Ali gibi
Bizleri esaretten kurtaracak bir hikmet
Bizlere zencîrlerini koparacak bir ümmet gerekli
Bizlere kıyâm gerekli
Onun anlamını kavramak
Bilgelerin dillerinden dinlemek gerekli;
"Kıyâm
Bizleri içeri bıraktıkları o mukaddes temâşâ
Yetim bir çocuğun gözyaşlarını ulaştıran ârşa
Burunlara misk kokan Kenan yurduna haşra
Karşısında omuzdaşlarla haykırmak hüdâya
Haykırmak eğik başlar Rab beytinde marşlarla
Kıyâm
Her gün daha yaklaşmak sidret'ül müntehaya
Hûşû içinde gülümseyerek varmaktır beyzâya"
Turkuaz
2021-05-20T00:10:51+03:00@FatihGencay çok teşekkür ederim dostum :)
FATİH GENÇAY
2021-05-19T23:38:33+03:00Şiirde eski sözcükler kullanmanız beni bundan 4 yıl önceye götürdü. Kaleminiz daim olsun