Bugün hiç beklemediğim bir anda, belki de kendime hatırlatıp yüzleşmek istemediğim ve bu yüzden de hafızamın diplerine ittirdiğim bir anı yakaladı beni. Yüzümdeki tebessüm şu an bunları yazmamı sağlayan yegane şeydir. Aradan geçen 1 yılda hatırladığım bu anı o kadar içselleştirmişim ki defterime yazmak yetmedi, bir de buradan teşekkür etmek istedim kendime. Tüm kalp sancılarımı, tüm gözyaşlarımı, tüm hıçkırıklarımı ve kahkalarımı alıp yazıyorum bu yazıyı. Zamanın iyileştiriciliğine olan inancım ve güvenim gün geçtikçe daha çok artıyor. Hiç geçmez sanarak üzüntüyle içtiğim çaylar şahidimdir, gerçekten ne kadar üzülünebilirse o kadar üzüldüm. Fakat şimdi bakıyorum ve diyorum ki: Her şey tam da olması gerektiği gibi olmuş. Pişmanlık duyduğum tek bir şey bile yok. 1 yıl önceki o küçük anı şimdi yüzümde tebessümle hatırlayabiliyorsam bu bana hayatın bunlar da geçer deme şeklidir. Şimdi 1 yıl önceki halimi alıyor, sarıp sarmalıyor ve büyüklerin bile uzanamayacağı bir yere kaldırıyorum. Tüm seçimlerime, tüm iyi ve acıtan duygularıma teşekkür ediyorum. En büyük teşekkür ise kendime.