Ben dediğim anda anladım ki

Benim etrafımda dönüyor dünya

Bir boka yaradığından değil

Bağıllıktan bahsediyorum


Onlar vurmadı beni

Mermiye koştum


Bakın bu sadece bir çakıl değil

Ülkemin en doğusunda

Bu çakıl üzerinde bir deniz sektirilmiştir

Üç kere dokundu su taşa

İlki 92’de tükenmiş bir kalakla

Ve o kalaktan artakalan biraz samanla

Yumuşak -ki bıngıldır- başımla gerçekleşti

Dövseler ağlamayacaktı çakıl

Ölü olmadığının ispatı gerekli olmasa

Ağlamazdı da


İkinci dokunuşunu anlatmak istemiyorum

Hiç doğmadığının kanıtı olduğunu bilin yeter


Ve yirmili yaşların sonunda

Zorla yaşamı okuttu Ekber


Yen dediğim anda anlıyorum ki

Gölgelerin de parmakları kırılır

Basit bir oyun değil bu

Kuyu kazmakta ustadır ellerim

Ağzımı dayayarak içtiğim kum

Murdarlıktan gelir

Kurşun geçirmez bir cam olurum ateşle

Gözlerini her yumduğunda çıkan kıvılcım

Ancak baş parmağımı alnına yerleştirdiğimde soğur

Bakın bu çakıl

Üstündeki orman yakılmış bir dağın ruhudur