Kırlangıçların kanatlarına zeyl edilen ithaflar, 17. yüzyıldan ıraksa eğer, kaynağın özünde debelenen kalemim, muhakkak çıkarır altın bir eğer. Söz var baş uçura, baş vere demiş tarih, kalemin hoyrat bakışlarında konuşur suskun bir talih. Kâtip’ten Koçi’ye geçti ise beyanat, Keşfetü’z - Zünun’da belirir her izahat. 


ipekten mendile sarılı çelik kalem, yazıyorsa ıslahat gerektir nizam-ı âlem. Manayı terk eden işlerse bin zulüm, küfr ile belki amma zulm ile olmaz hüküm. Zamanın bir demiydi asırlardan on yedi. Kalemli silahşördü layihalar fetreti.