Bu yıl doyurucu bir yapım çıkmadığı için derin üzüntü duyduğum vakitlerde imdada yetişen, izleyen herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği ve karakterlerle içli dışlı olduğumuz film: The Father. Demans hastalığından muzdarip olan Anthony Hopkins'in canlandırdığı karakterimiz gittikçe kötüleşmekte ve zaman-mekan-kişi-durum algısını yitirmektedir. Baba-evlat ilişkisi, hastalığın geldiği nokta, hastanın yakınındakilerin verdiği tepkiler oldukça gerçekçi bir biçimde işleniyor ve son sahnelerle birlikte gerilimin yanında dram unsuru da oldukça büyük bir rol oynuyor. Son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerden biri hiç şüphesiz. 6 Oscar adaylığıyla Oscar törenlerinde de eli boş dönmeyecek yapımlardan biri olarak görülen The Father, kesinlikle herkesin seyretmesi gereken filmlerden birisi.