ruhunu ortaya döktüğü vakit
''güzel şiirmiş'' dedi, karşıdaki
şiir değildi oysa bu.
bu kızın iliklerine kadar verdiği savaştı
onun bileğinden akan mavi kandı
ama göremedi.
bir şiirden ibaret kaldı tüm acılar.
bir şiirdi yalnızca, harflerden ve kelimelerden oluşan
satırlarda saklanan yaralar''

5 sene önce yazdığım bu şiiri anımsadım şarkının ilk sözlerinde ''eski dostum, vaaz ettiğin o şiirler ziyan oluyorlar sen konuştukça.'' derken Tamino. şarkıda eski dostum, derken kendine seslendiğini düşünüyorum ve şarkıyı öyle yorumlayacağım. bir röportajında Tamino ''şarkıların anlamını ucu açık bırakıyorum ki dinleyen kişi kendine ait gibi hissedebilsin'' tarzında bir şey söylemişti. bu nedenle şarkıyı kendi anlamlandırdığım şekliyle anlatmak istiyorum. birkaç gündür çıkamıyorum bu şarkının içinden. sözleri olsun, melodisi olsun, klibi olsun her şeyiyle beni çok etkiliyor.

''bir kez daha hatırlat bana. nasıl oldu da şiirler senin çağrın haline geldi?
düştüğünün bile farkında mısın ki?''

''bütün bunları arzulandığını hissetmek için mi yaptın?
utancın yerini sevgiyle doldurmak için mi?''

kendini sorguluyor sürekli. kendine sesleniyor. kendinden her şeyi verdin, ruhundan dökülen şiirler birçok insanın ağzına aldığı sözler oldu. utancının yerini sevgiyle doldurmak , günahın izini merhametle örtmek için yaptın bunu. etrafınaa bir çok insan toplandı. ''tenini bir kez öpmek için her bedeli ödeyecek'' insanlar. fakat gerçek sevginin bu olmadığını biliyorsun. biliyorsun ki tüm bu gösterilen sevgilerin ardında onların ulaşamayacağı bir yerdesin. senin benliğinin ve seni arzulayan insanların arasında kalın duvarlar var. ve duvarların içinde seninle sonuna kadar beraber olan tek bir kişi var. o kişi sensin. kendinlesin sadece. eski dostun, aydınlık tarafın. ruhun, ışığın. biliyorsun bunu. onun tek gerçek dostun olduğunu biliyorsun. yine de onu nasıl seveceğini bilememenin utancını taşıyorsun içinde. ve hiçbir şöhret, hiçbir ilgi ve sevgi sözcüğü gidermiyor utancını.

klipte ''adını yüceltmemiz için yapıyorsun'' dediği kısımda Taminonun yüz ifadesi bana çok tanıdık geliyor. artık kendini kandırmaktan yorulduğun anda gelen bezginlik. kendine geri dönme isteği. kalabalığı terk edip içe dönme arzusu bu.

sonrasında şarkının ve klibin havası bir anda değişiyor zaten. kendine doğru dönmeye başlıyor. yürürken arkasında onu takip eden bir deve iskeleti var. burada bence ruhunda doğunun izlerini taşıdığını, orada büyüyüp yetişmese bile aslında Mısırlı olmasından dolayı soyunun manevi kalıntılarının peşinden geldiğini hissediyor. kendisine eski dostum derken de belkide doğuya ait olduğunu hissettiği tarafına sesleniyordur. ki şarkıda doğu ve batının sentezini çok güzel yapmış bence.

''ve şimdi dostum , unutmayacağım
seninle tanışmadan önce beni kör eden karanlığı.
seni olduğun aydınlık şeklinde hatırlamam için tek ihtiyacım olan bu.
ama yine de eminim ki
sen beni hatırlamayacaksın.''

bu kısımda kendini gerçekte olduğu şekliyle yani aydınlık yönüyle hatırlaması için tek ihtiyacının kendiyle tanışmadan önce onu kör eden karanlık olduğunu söylüyor.
o karanlık onu öyle sardı ki en sonunda kendine dönmesi gerekti. karanlığın sayesinde aydınlığını keşfetti. geceyi yaşadı ki sabaha öyle çıkabildi.

ama yine de sen beni hatırlamayacaksın diyor. sabah olduğunda geceyi unutacaksın. burayı şöyle yorumladım: insan manevi olarak iyi hissederken kötü olduğu, dipte olduğu zamanları unutuyor. hatta bazen önceden ne hissettiğini anlayamıyor. bir başkasıymış gibi geliyor o hali. kendine empati kuramayabiliyor yani insan.

şarkının üstüne düşündüklerim böyle. ama tam olarak hislerimi anlatabildiğimi düşünmüyorum yine de