İki tin bir araya gelebilir, bu hayatın olağan akışına göre normal bir durumdur. Asıl önemli olan tılsımlı sözcük, “Katlanabilme” kelimesini hayata geçirip ömür boyu aynı ruha, aynı bedene, sese, yüze… Kısacası alıştığınız bedene ömür boyu sadık kalıp, hayatın zorluğuna onunla göğüs gerip nicelerine katlanabilmektir.


Kelime olarak yazması kolaydır. Ama uygulamaya geçirme aşaması zordur. Bazen katlanabilmek için beynimiz ekstra zorlar kendini ve strese sokar. Bu durum sonucunda beynimiz hastalanır. Ağır hasarlara uğrar. Bu hasarı tamir edebilmek için kendimizi hayatın meşgalesine kaptırmaya çalışırız. Bilmiyoruzdur ki kendimize yaptığımız en büyük kötülüktür bu… Çünkü sorunları halının altına süpürüp “katlanabilme” duyumuzu azaltıp en büyük kötülüğü yapıyoruz ruhumuza ve asıl bu kelimeyi hak eden anlayışlı insanlara “katlanabilme” duyumuzu tüketiyor ve onların hak ettiği anlayışı onlara sergilemeyip hayatta yalnızlığı tercih ediyor ve ruhumuza yine kötülük yapıyoruzdur. Bu böyle devam etmemeli. Bu yazıyı okuyan sen ya da ben buna dur demeliyiz ve hak eden ruhları hayatımızda tutup, hak etmeyenler için gerekirse ağlayıp, yas yutup hayatımızdan silmeliyiz.


Hayatın meşgalesine kaptırıp kendimizi oyalamak ancak şimdiki zamanı kurtarır. Bizler geleceği öngörebilen “sağlıklı, duyarlı” ruhlar olmayı başarmalıyız hayatta…