bulamıyorum
bir güç varmış ya içimizde
şefkat ve açık kalp çözermiş her şeyi
güçsüzlerin payına düşen ne bilmiyorum
bilmemek delirtir derler ya
delirmekten ziyade saçlarım yılanlara dönüşüyor
maymun olmak istemiştim oysaki
hani soytarılık yapan türden bir maymun
ama samimi bir maymun
sevilmemekten şikayet ediyorum da
sevdiğim kim var,
sevdiğim ne var?
içimden taşan nefret zehrim oluyor
aramıyorum artık
çabanız boşa! diye bağırıyorum
içimde boğuluyorum
karşımda boşluk varmış sadece
ağzımdan saçılan da şarap ve nefretmiş
sadece aynalarda güzelmişim
içimdeki güzellik çürümekteymiş
gözlerime bakıyorlar
korku duyuyorum sadece
içimi görenler de en sonunda taş oluyor
cezalandırıyorum işte kendimce
senin neyine! neyine!
derdim seninle değil
bana öğrettikleri yalnızca utanç
kendi varlığımdan
varlığımın kazındığı her şeyden
maddeselliğimden ve ruhsallığımdan
öyle basit bir utanç değil
artık aramıyorum da
kendimi bıraktığım uçurum kayboluyor
beni yutup yok oluşuna sürükleniyor
amacı buymuş
nasıl var olabilirim
kayboluşum planlanmışken
nasıl bağlanabilirim
yerlere, zamanlara, kişilere
onlar da yok olurken
nefret yine benliğimi sarıyor
bir otobüs çarpsa ne güzel olurdu diyorum
beşiktaşta bir kafedeyim oysaki
kahvemi yudumlarken ne kadar da unutmuşum her şeyi
hiçbir şey yok
öyle davranıyorum
rahatım için didiniyorum
bir önemi varmış gibi