Tanımların sahiciliği beyni teğet geçiyor. Afili bir yüklem arıyorum usanmışlığıma . Balçık gibi sıvanmış kirlerinden arınıyorum bilgiçlerin. Dilediğiniz gibi daha umutlu, daha düz yazıyorum. Anlaşılmak için kolaylaşmaya değer mi? Bunu düşünmenizi istiyorum. İnsanın kendine ayırdığı köşelere bile ayakkabısıyla girenlerden, paldır küldür hareket edenlerden saygı beklemek yersiz bir dövünme olur doğrusu. Hatırlatmamı yapıp oracık da bırakıyorum onları ardımda. Önünüze konan bomboş bir sayfaya aklınızı aktarmak nihai başarı ödülsüz. Birkaç gündür popüler meşguliyetler edindim ama favorim hala dalgası bol bir denizi izlemek. Bir reklam arası bir teneffüs gibi bu bilgiyle akışı biraz yumuşatıyorum. Yeni yıl kapıya dayanmışken totemlerimizi yapalım. Ne olursa olsun gözümüzün içine ışıltıyla bakanları, durup durup sürekli gülümseyerek okuduğumuz mesajları, içimizi ısıtan şarkıları, yürümeyi sevdiğimiz yolları sinemize sarıp sarmalayalım. İnandığımız sert yargılarımızı kıracak bizi şöyle güzelce tutup sarsacak, nitelik olarak havaya uçuramasa da ayağımızı yerden kesecek vukuatlar getirsin. Çabaladığımız topraklar filiz versin. Öte yanda ''cihanda sulh'' olsun nice aileler, nice çocuklar, nice fertler bir cani tarafından tüm dünyaya felaketini izletmesin. Umutla dolmak için kötü bir dünyadaysak el mahkum, dil mahkum. Diliyorum daha güzel sabahlara uyanalım daha güzel günler eşlik etsin ömrümüze hep sonradan gelmesin aklımız başımıza sevgili dostlar.
Bilumum yakarış tertemiz niyetlerle sıfırdan 365 gün. Tasarla, iste, sev, yaşa!