Toplumda artık tehlike arz eden ve düzeltilmesi zor olan, mikro düzeyde bile duyarlı olamayıp makro düzeyde genelleme ve yaftalama manyağı bir güruh peyda olmakta. Toplumdaki bohem bireyler ve kendini gerçekleştiremeyenler üzerine...


Müzik dinler, eşlik edersin, eşlik ettiğin şey evrenseldir, eleştiriler bölgesel. Dinlediğin şarkıya göre bir anda terörist olabilirsin. Milletime zeval gelmesin dersin, oradan milliyetçilik çığlıkları atılır ama öte yandan ırkçı olabilirsin. Osmanlı'nın askerî politikası iyiydi, dersen gerici diye yaftalanırsın. Türk askerini över, Çanakkale’de gözyaşı dökersen Türkçü damgası yer, Osmanlı düşmanı ilan edilirsin. Atatürk’e saygı duyarsan faşist Kemalist olabilirsin. Sevmezsen nankör. Mezheplere hiç girmesek daha iyi zira Alevileri sever, hak hukuk gözetirler dersen berbat hissettirirler sana, ya bakışlarıyla ya da olmayan vicdanlarıyla... Sünni’yim dersin, Alevi düşmanı derler. Tüm bunları da iki etnik köken arasında hiçbir paylaşımda bulunmamış olanlardan duyarsınız en çok. Puro içersen züppe olursun, dilenciye para verirsen halkçı. Belki de aptal. İnce çizgidir orası, bilemezsin. Senden büyüklere fikrini söylersen şımarık, söylemezsen korkak olursun. E susayım dersin, onlarca defa anlatıp anlayana rastlayamadığından, o zaman da umursamaz oluverirsin. Toplumdan soyutlanmış, belki kendini beğenmiş... Kötü giyinirsen özensiz ya da fakir, belki hakir görürler bu sefer de. Kendine iyi bakarsan artistliktir karşılığı. Ağaç dikersin, şov olur, ormanlar yananken neredeydin derler. Duyarsın bunları. Eşyalarına özen gösterirsen ne kıymetli malı var, özenmezsen ne de olsa baba parası derler. Kadın haklarını savunursan abazan bile olabilirsin. Savunmazsan gerici veyahut yobaz. Bunları duymamak ya da kategorize edilmek istemiyorum dersen korkak! Camiye gidersin Hakkçı derler ama çıktığında gösteriş de diyebilirler, bilemezsin. Gitmezsen zaten kesin dinsizin, imansızın tekisin. Senden yaşça büyük dedeler ve nenelerle birlikte gülüp şakalaşırsan büyüklere saygısı yok derler. Ne olduğunu anlamazsın ama bir anda içindeki o sevgiyi de alırlar. Sokakta gülersen arsız oluyorsun mesela. Gülmezsen somurtkan. Garsona rica edersen ya nezaketli ya ezik olursun. Bunun da ortası henüz keşfedilemedi. Evde kedi köpek beslersen ya deli derler ya mikrop. Şanslıysan ne güzel ruhun var cümlesini belki duyarsın. Hayvansever bile olabilirsin çok şanslıysan. Okulda başarılı olursan inek derler, övgülerini bile hakaret gibi sunarlar sana. Olay aslında tam olarak da bu. Bu örnekler binlere de çıkarılabilir, ona da milyonlarca eleştiri gelir. Sonu yok bunun. Biz neden böyle bir millet olduk bilmiyorum ama toplumun kimliği ve inançları belli ölçülerde farklılaşırken bireysel düzeyde bazı kesimler hep aynı zeminde kalmışlar, toplumun evrimini reddedip temel refleks ve yönelimlerden öteye geçememişlerdir. Belli kesimlerin değer yargıları aşırı kesinlikle beraber ya çok değiştir ya da biz ailemizden böyle görmedik. Ailede gördüklerimiz sokaktakilerden çok farklı artık. Toplumun hemen her kesimine sirayet eden “öteki olana düşman olma” anlayışı, pozitivist-modernist anlayışın tam aksine bu aforizmayı yoğun bir şekilde içselleştirmiş bir toplum içerisindeyiz artık. Bu gerici kolektif bilinçaltı duygusu toplumun dengesini bozmuş; kuşaklar, hatta gruplar arası kopma ve çatışmalara sebep olmuş. İnsan, insan sevmez olmuş. Yani kısacası sen “insan” kalmaya çalıştıkça seni sevmeyecek milyonlarca “insan görünümlü” olacaktır. Siz hümanist çizgide içinizden geldiği gibi olun, ne fazlası ne eksiği. Fazlasının derdi de eksiğinin demi de onlara kalsın.