Ağır ağır çıktım merdivenlerden,
Paltomun eteklerindeydi güneş,
Yığıntılar kafamda!
Haşimleştim bir an usulca,
Birden,
Karanlık çökmeden gülüm.
Sesimi boğdu yalnızlık,
Kafamı ütülerken kalabalık insan sesleri,
Hatırlarsam şayet bir an, korkmam!
Tütün eşliğinde sana da seslenirim.
Kıyamet avuçlarda!
Topraklarda, avlularda yeisçe.
Tanrının eseri tam kıble doğrultusunda,
Uzanırken boylu boyunca,
Karışır aklım, başlar birazdan diz ağrım.
Herkes gider!
Toprak kalır geriye,
Gök çiseltirken acılarını
Bir akşamdan bir tana,
Savrulur gemi dört bir yana
Kaptan Larsen'in kıyısında,
Unutursan Hakk'ı
Darılırdı merhamet,
Dağılırdı sevinç,
Fidanlara bağışlanan güneşin
Sımsıcak narasında, toylaşırken,
Kaybolurdum sessizce.
Ağır ağır çıktım merdivenlerden,
Paltomun eteklerindeydi güneş,
Yığıntılar kafamda!
Kaybettiklerim gelir pencere kenarına,
Bir türkü söylerim en derininden kuşlara
Huşu içinde geçerken zaman
Korkuturdu seni bavuldaki yazmalar,
Geriye bir saklanan şekerler,
Bir de hatıralardaki fotoğraflar kalır.
Kaybederken ben, bir akşam nöbetinde.
Piyano seslerdi bacası açık, kaçık bir adamı.
Ey yerle bir olmuş insan!
"Ölüm vermez mi sana fizan"
Bir yarına gidenler kalır
Bir de dün içinde silinenler.
Akşamdı,
Sorunlaşan soğuk rüzgar
Esmerleşirdi tencere kulpları
Bir bardağın meşakkatli kulpunda,
Unutulan bir kıtanın kutbundan,
Yazarken hislerimi,
Dikiş tutmaz bir varoluşun,
Silmeye korkmuş izlerini.