İnsanın insana tapuladığı yeryüzünde pasaportlar anlamsızdır, gümrük kapıları saçmadır, iki adım sonrasındaki toprağa adım atabilmek için lazım olan evraklar,işlenen prosedürler tuhaftır. Sömürgeler gülünçtür, savaşlar yok yere bir zulümdür. Çocuk cesetlerini dahi kategorize etmek, suçlu ararken namlunun ucuna kendi filtrelerimizi koyup mermilerin yönünü şekillendirmek akıl almazdır. İnsanların hâkimiyet isteği kadar bölünme isteği de anlaşılmazdır.
Gözünü toprak doyursun derler. Gözümüzü ancak toprak mı doyurur sahiden?