Toza sor

Uzun saplı sarımsaklar

Siyah uzun bir tahta

Kulağımda büyükbabalar altını ıslatıyor

Sarınca sararınca bir şey peyda oldu

Bulut yoktu

Yok oğlu yoktu

Ben dükkanların camlarında kendimi görüyordum

''gözlerim abartıyla büyüyordu''

Şaşıyordum


Yapraklardan sarı bir ses gelmeyeli çok olmuştu

Ben benimle konuşmayalı çok olmuştu

''güneş fahişe gibi sarıydı''

Üşüyordum


0304

k

Kendime bir şeyler bırakıp

ıp ıp ıp...

Kelimelerden sesler geliyordu duyuyordum

Anlamak istemediğim bir gariplik vardı kulağımda

Büyükbabalar kaleme alınacak bir yaşamları olmadığını söylüyorlardı

''yapraklar hasta gibi sapsarıydı''

İniyordum

Basamaklar tozlanmıştı

Tozlar bembeyazdı üfledim

Taşlar eskiydi 

Kahverengi bir köpek beni bekliyordu

Avucumla ekmek poşetini kavrıyordum

"köpekler kalabalıktı beni görmüyorlardı''

Korkuyordum


parmaklarımı benzeteceğim kişiyi biliyordum

Onlar takla atarlarken izlediğim yeşildim

Eğlenmemi istiyorlardı

O zamanlar durakları bilmiyordum

Turuncu bir bisiklettim

"sokaklar çimentoydu, griydi''

Düşmüştüm, dizlerim yaraydı


Yanaklarım kendini adam yerine koyuyorlardı

Aynada kendime bakıp sıkıyordum

Uzun uzun bakıyordum

''gözlerim derin bir orman gibiydi''

Kokluyordum


Artık boş yastığın camdan yansımasına bakıyorum

Arkasında yapraklar var

Benzeyen ellerim, sıkılı elim yok oluyordu

''yastıklar ölü gibi mosmordu''

Biz bir resmin içindeydik, boyamıza sirke dökmüşlerdi


Uzun çizgilerin üzerinde noktalar var

İstediğim bu

yüz

yüz

yüz

Ve erken ölen bir şeyin kanı ağzımda

Yutkundum

Karanlık ağzımda

ilk yaptığım aptallığı yapıyordum