koklanırdı mayısta güller
sonbaharda kaçardım
ne tuhaf
kaçan güller...
durur mu ayrılmaz dostlarım
gül kokuları,
haber verirdi eşe dosta
televizyon, onca kanal
ifşa ederdi saklandığım kayanın lokasyonunu
izleyenler,
kaldıramazdı başını
kırların hülyalı kokularından.
bir zamanlarsa
dikenler tek silahım
katlanılmaz olmak ona karşı
belki de imkansız, ama hayalim
kaçan kovalanmadı
kaçan ol(a)madı
kaçamadım
şanslıydım.
şiirler okuyan o şahısları
dinlerdim
dinlememek ne mümkün
toprağa bağlı bir gülsün
beklerdim turnalarımı
söz verdiğim yerde
gidemezdim
oysa bal arısı
konaklamaya ne şiirler, şarkılar, şakalar...
bense "turnalarım!"
ne üçüncü artık
ne de şahıslar kaldı
saat kaçtı gittiğinde, görmedim
varlığıyla gaile,
gidişiyse naçiz...
fakat şiirler,
şiirler kaldı
açta, açıkta
bunları ne yapmalı?
bir kutuya koymalı
kutuya koysam kurtulamam
aldım onları, acıdım
artık bende kalmasın
gömülsün toprağa, açılsın
belki başka bahçelerde
ismini bilmediğim çiçeklere
baştan çıkarıcı kokulardan verir
yine başka bal arıları...
bu sefer bulurlar bir ihtimal
saçılmış kokularıyla,
metamorfoza uğramış birkaç gül.
şahıslar lüzumsuz,
uzak dursunlar benden
dokunmasın, yeter.
ben beklerim yine turnamı
cehennem olsa bile.
Reyhan Polat
2021-03-21T09:09:43+03:00"aldım onları, acıdım
artık bende kalmasın
gömülsün toprağa, açılsın" özellikle bu kısmı çok sevdim. Güzel bir şiirdi, kaleminize sağlık. :)