Bu yüreğimden kopan fırtınadan nicedir

Bilmez misin yalnız

Senin ellerin acımı dindirir

Sular durulmuyor, varsın durulmasın!


Bunca hüzün ve kederden sağ çıkamam

Ellerini uzatsan şimdi sana bile uzanamam

Bunca yol varken aramızda

Bir de bu amansız hasretin çıktı başıma.


Adım attığın her şehirde söğüt çiçekleri açar

Belki bilmezsin, ayrıldığında kara yasa boğulurlar.

Başka nasıl açıklanır bu yağmurlar?

Söylesene, nefesini hangi ağaç solumakta?


Yorma kendini daha fazla,

Yolumuz bir bizim ne olur uzatma

Bak, kader diye kederlenip duruyorsun

Uzatsan ellerini bana...

Söz veriyorum, her şey varacak refaha.


Çarpık sokakları aşıp gidelim burdan uzağa.

Bir sen ol bir de ben, gidelim bu şehirden apar topar.

Nasıl olsa sen varsan çöller bile vaha bana

Senin soluna kurulsam devletler dayanmaz.


Şu kara bahtımda yüzümü güldüren sensin

Takatim kalmamışken güç veren

Sesin, ellerin, gözlerin

Nice topraklara gömdün sen beni.


Hasret diye diye kararttım gökleri ve ayı

Bedenini saran rüzgarı nasıl yanıma çağırayım?

Müsterih ol, gönül dediğin elbet bulur yolunu

Zaten bi' sana uysal, bi' sana hasret.