yazılsa sonu hicran olacak bir aşkın sokaklarında...

 ...


sevgilim

gün yanıyor dediler

sabahın ezan saatinde

uyandım...

görünmez olurmuş o vakitte yıldızlar

geceden arta kalan ne varsa dışarıda

gökten akan ne varsa

görünmeze varır

sabaha karışırmış

sen yine de kafanı kaldır bir bak

oradalar mı hala

ve belki hala...


ah içimi sızlatan bir ifadesi var şimdi yüzünün

sanki çok uzun rüyalar gören

yorganına sıkıca sarılmış küçük çocuklar gibisin

ve ben "her ihtimalli bir aşk senfonisindeyim"

dudaklarımda o eski şarkının belli belirsiz sözleri

"gözlerin kör ateşten

fikrimi aşikar etme"


sevişmekten de bıkıyor insan bazen

hiç sevilemediğimiz sevme denemelerinden de

hep yalnızlıktan yorulur sanırdım uykusuzları

değilmiş.

filmi başa sarınca başka bir son uman

iyi niyetli bir uykusuz merakı hepsi

penceresi açık kaldı diye ürperirmiş gece uyanıvermiş.

gör bak işte sığamıyor zaman

kendi avuçlarına bile...

bir sigara sönecek şimdi

dumanı üflenecek son defa


de ki;

günaha girer gibi giriyoruz yatağa

ama hayat hiç de oralı değil!


tren zamanı ay kaçağı günler

koşarak peşinden yorulduğumuz uçurtma

hala "çok memnun ama hiç mesut"

kırgın bir renk var sesinde

mevsimi çoktan geldi biliyorum

kahve içerek yalnızlaşmaların


şimdi artık sesimi kısarak

ve biraz biraz azalarak

eriyerek, yağarak

kar oluyorum

uyuduğumu düşün yine de sen

unuttuğumu değil.