"ismim sesinin rengine her boyandığında ve renk demek ruhtur bu bağlamda, bir ağacın adımları duyulur sesinin peşinden. ismim sadece isim olmaktan soyunur. sonrası ismimin vücudu.

dünyanın kemerini sıkar sesin, küçüldükçe küçülür bu deli mavilik. bize gelince, bir top üstünde ayakta durmaya çalışan çocuklara benzer halimiz, dengemizi ha kaybettik, ha edeceğiz. düşsek hudutsuz bir boşluk. kalsak nasıl kalınır bilmiyoruz.
ismim sesinin sokaklarında, dönen başıyla dolaşan sarhoş. ismim aradığı her şeyi ki aramadıkları dahil sesinde bulan bir kaşif. ismim kendini inkar eden sesine biat eden bir esir. ismim sinirlerini sesinde aldıran ağrılı iltihaplı bir diş. ismim sesinde yatacak yer bulmuş bir evsiz ve nicesi, nicesi, çok daha nicesi.

ki ismim ismim dediğim aslında çoktandır senin. hak iddia etmek haddim değil. sen nasıl istersen öylesi. yeter ki ismimin rüzgarı ağzından essin."