Yatağına keyiflice uzandım. Neden bu kadar rahat bir yatağın var?! Sonsuza kadar uyumak, uzanmak istiyorum. Fakat öylece her şey mümkün görünmüyor. Senin için gayretlice kendimi nasıl ifade edeceğimi asla kestiremiyorum. Bir şeyler bildiğimi söylesem de kafamdakileri tam olarak oturtamıyorum.


VoV.. notlarım arasında gezinirken sana denk geldim; beş ay önceyi -demans tehlikelisi biri olmama karşın- bir şekilde anımsıyorum, sana karşı ifade etmek istediğim şeyler olduğu çok açık, kelimeleri doğru sıraya koyarak göz boyayan tumturaklı bir anlatım peşinde gibi görünmüyor muyum? E, ama.. tam olarak sana ne hakkında, ne tür şeyler ifade edecektim?! Buradan bakınca çok çapkın görünüyorum; önce seni etkilemeye çalışan ama çapkınlıktan daha çok farklı şeylere odaklanarak ilgiyi asla o yöne doğrultmuyorum gibi; sonsuza kadar bir yerde uyumak, uzanmak mı(?), eylemsizliğin beni baştan sona tüm sinir uçlarımdan çürütmeye başladığı paranoyasına inanan birinin aptalca çelişkisi sadece... Kendime itiraf edemediğim bir gerçeklik olabilir mi? Senin için bir şeyler yazmak isteyen birinin materyal ararken sahip olduğu rastgelmişlik mi? Bir düşünceyi bin eş parçaya bölüyorum gibi hissediyorum; aklımdan geçen tüm o görüntüleri kelimelerle ifade edebilme becerisine kesinlikle sahip değilim ve isteğim dahilinde bile asla beceremezdim, tembel biriyim, keşke 'aklımın içinde, beyin kıvrımlarımın arasında gezenleyebileceğin bir tür fantezi' gerçek olsa; ama, mukuslu akışkan yapının iğreti hissiyatı adeta seni boğazlayacakmış gibi hissettiriyor ve mikrovolt seviyelerinde parlayan elektriksel kıvılcımlar bütünüyle seni gıdıklayarak tahrik edekmiş gibi, uggrh(!), sinir bozucu! 


Sonra ben bu iğreti fantezimin içinde bodoslama atlıyorum ve zaten sahip olduğum görüntüleri yeni baştan şaşkınlık içerisinde izliyorum; senin bir içeri bir dışarı gidip geldiğini, makyaj malzemelerini hava atarcasına gösterdiğini, okuduğun kitaplarını, dağınık masanı ve içtenlikle aldığım hediyenin bu dağınıklığın bir köşesinde durduğunu, beni kolumdan tutarak -biliyorum böyle olmadı ama, canım istedi diye böyle anlatacağım- balkona çıkarmak istediğini, yaşadığın yerin hafızamda ayrıca yer etmesi için bilgilendirdiğini ve daha bir sürü şey işte... hepsi içimde galiba benimle güvende: Bu son cümlemin biraz tedirgin edici göründüğünü biliyorum...


Yaşamın kolektif habitatlarında ayak sürüdüm, böylece yalnızlığın ufkunda bir manzara gördüm...