Yavaş yavaş, ağır ağır bitiyor ne varsa içimizde. Sessiz bir tükeniş bu. Kimselere çaktırmadan, kimselere duyurmadan ortalıktan bir anda kaybolur gibi. Bir anda dönmeze giden bir yola girip de o son durakta tutulur kalır gibi...
Bir yanımız sürekli duysun istiyor birileri. Birileri duysun içimizdeki o küçük yaralı çocuğun sesini. Söndürsün içindeki yangını, dur desin tüm her şeye istiyoruz.
Elimizden tutsun, o taşlı yolları birlikte geçelim istiyoruz. Sessizce dursun yanımızda. Hiç ses etmeden, gözlerinin içine bakınca baharı görelim istiyoruz.
İnsanların gözlerinde bahar var mı gerçekten?
İnsanların ellerinde bahar var mı?
Biz kırgınlıklarımızı, dargınlıklarımızı bir bahar esintisiyle atıverebilecek miyiz?
Şöyle gözlerinin ta içine bakıp da bir insanın yaza varabilecek miyiz?