başının o ağrısı beni görüncedir
uygunsuz bir aralıktan kaçamak bakıyorum katran ağaçları
boşluğun düzeni evcil güvercinlerin gelip gelip su içtiği
mermer olukların bizi kandırdığı
kaçmıyoruz. bu yüzeyden su içmeler yetiyor da ondan galiba
erince vaktimiz yok uçaklar hemn kalkıp hemen varıyor
elimizde bir ufak bavulla şurdayız burdayız

bu balık bolluğunda bir tutam ot mu
sessiz çığlıklı upuzun kervanların kan içinde taşıyıp getirdiği
uygunsuz maceramızın gelip geçtiği yerleri çan sesleriyle
ürkütüp uyandıran doygunluğu
bir tutam ot mu
karışsın. beşinci kardeşim kendi umurunda değil
elele tekbaşına ağlamaklı barışta unutkan
gelip gelip gidiyorlar

"birden hatırlıyorum sıcaktı
tuttuğu tuttuğum her yerlerimiz
boynumuz ağızlarımız ellerimiz
yalanda karanlık odalarda
eşit aralıklarla avunuyoruz
yetiyor".

başının o ağrısı beni görüncedir
bana baktıkça yalnızlığın geliyor aklına
o kavurgan umut kesici güçlülük alıp alıp harcayamadığın
dağınık gizli izlenimlerin seni bilmediğin yönlere iteleyen
uğultulu kaynaşmaları
anlat ellerin sıcak sıcak sokul
buna hazırız eskidikçe değişmez oluyor kabul
anlat ellerin sıcak sıcak
benimki de bir tutam ot
çabuk ol vakit dar uçaklar kalkıyor.