gelecekte bir gün gülümseriz
çünkü
ağaçlar birer capon kılığında
o duyduğumuz tanbur sesi gerçektir
ve atlar kestanelerine sahip
gerçek güzel atlar
yarımdünya beygirler
*
önce birbirimize
gözlerin gene öyledir
dokuz beyitli bir gazel gibi
taç beyti boyun eğmemekle başlayan
saçların kara
değil
cigaran hiç sönmez
*
dünya da hiç sönmez
nereden nereye gitsen
bırakmaz yörüngede yerini
ahşap bir yapı çökse bile
ateşi elinden tutar
*
çünkü kızışır kayaların kini
belki iki tane direk kalır ama
ay vurur üstlerine onların
*
ay vururken üstlerine onların
otuzbeş kadar yıldız
bırakıp dünyaya bakmayı
birer düğme olur senin gömleğinde
ay gibi parlar
ormanını sayıklarken bir kolcu
*
ne yaparsın
günlerim hep böyle geçti
domuz gibi
alışkın ve acımasız
suyun kabardığı yerde dağ
dağın durduğu yerde deniz
bir kara mandanın hırsını
adım gibi ezberledim
haklıydı kara manda
bıçağa dönen lâle
bildiğim tek şey uzun bir şeydi
çığlıktı sevinçti kavgaydı
tüfekteki kayış gibi uzun bir şeydi
ve uzun uzun kötü kokardı
bu yüzden hiçbir şey uymazdı
gözlerimin bebeğine
*
ey gözlerimin bebeği
hatırla bana geldiğini
küçük bir anahtar unuttuğunu
küçük ama çok önemli
*
deniz çarparken eski gömleğini
başucumuzdaki taşlara
şafak ayıracak galiba ikimizi
senin sol yanında