Nenem soğuk şubat gecelerinde kedilerini de koynumuza koyup yatırırdı. Her gece sabahı düşleyerek uyurdum, çünkü gündüzler yetmezdi Atımla bana. O zamanlar Atlara isim koymak pek popüler değildi. Hızlı koşamıyor diye de dedeme dert yanardım. "O senin büyümeni bekliyor." derdi. Pek mantıklı gelmezdi bu bana. Hiçbir şey mantıklı gelmezdi. Çevremizdeki köyler boşaltılırdı, kimi bize sığınır kimi ise, o zamanlar yalnızca hayallerimde bir yer olan Kars'a giderlerdi. Kimse Devlet-Örgüt arasında kalmak istemezdi. On yıl önce yaşanan Digor katliamından sonra köylüler tedirginlik içinde yaşıyorlardı. Sıra bize gelene dek bu yolculuklar birer macera romanı gibiydi. "Artık buralar hiç tekin değil." dedi dedem. Neyimiz varsa bırakıp iki atlı kızağa binip yola çıktık. Atımı ilk kez o kadar hızlı koşarken görüyordum. Bir ayda büyümüş olabilir miydim? diye sorular sormaya başladım kendime. Evet bir ayda büyümüştüm. Doğduğum yere gidiyordum. Yalnızca hayallerimde yaşattığım yere... Kars'a vardığımızda, atımla vedalaştım. Son kez gördüğüm an oydu. Kars'ta gördüğüm ilk şey ise sonradan öğrendiğim Leyla ile Mecnun heykeliydi. Yerleştikten sonra başlayacağım okula götürdüler beni. Başlarda çok geç kaldım diye almadılarsa da sonradan almaya karar verdiler. Üç cümle Türkçe ile ilkokulu bitirdim. Öyle ki hiçbir şey yazamıyordum. Hatta şöyle bir anım içimi hiç terk etmez. Birinci sınıfta hocamız herkese " Deftere adınızı yazın bakacağım" demişti. Kontrol ettiği herkese birer tokat atarak geçiyordu. Sıra bana geldikçe tedirginliğim artıyordu. Kuzenim yanımda oturuyordu, ve yazmıştı o. Korkularım artıyordu. Kuzenime benim yerime de yaz bilmiyorum dedim. Aldı defterimi ve yazdı. Öğretmenimiz kuzenimin defterini kontrol edince; Aferin dedi. İçim rahatlamıştı. Sınıfta tek doğru yazan kuzenimdi, bu da içimi rahatlatmıştı. Sıra bana geldiğinde "Ayağa kalk" dedi. Herkese bir tokat atan adam bana iki tokat atmıştı. Sonra anladım, meğer kuzenim yalnızca kendi adını yazmayı biliyormuş. Bu içimde daima bir tebessüm yaratır. Türkçe öğrenmek dediklerinde, hiç boş geçmez bu anım.