Türkiye'de müzeciliğin öncülüğünü yapan Osman Hamdi Bey, 1842 yılında dünyaya geldi. Babası İbrahim Ethem Paşa, Tanzimat döneminin önemli devlet adamlarından biriydi. Osman Hamdi Bey, eğitim hayatına Paris’te hukuk okumak üzere gönderildi. Ancak hukuk yerine resme olan ilgisi ağır bastı ve sanata yöneldi. Bu süreçte, Fransız oryantalist sanatçılarla tanışarak onların atölyelerinde eğitim alma fırsatı buldu.


Arkeolojiye olan merakı ise 1871 yılında ortaya çıktı. O dönemde Osmanlı Devleti, antik eserlerin yurtdışına kaçırılmasıyla kültürel anlamda büyük kayıplar yaşıyordu. 1881 yılında Osman Hamdi Bey'in Müze-i Hümayun müdürlüğüne atanmasıyla birlikte arkeoloji ilgisi resmiyet kazandı. İlk olarak Aya İrini Kilisesi’nde küçük bir müze hizmeti sundu ve bu müzenin geliştirilmesi, genişlemesi için yoğun çaba sarf etti.


1883 yılında Nemrut Dağı'nda, ardından 1887-1888 yıllarında Lübnan’ın Sayda (Sidon) kentinde kazılar gerçekleştirdi. Sayda kazılarında İskender Lahdi ve Ağlayan Kadınlar Lahdi gibi dünyaca ünlü yapıtları ortaya çıkararak büyük bir başarı elde etti. Bu eserleri İstanbul'a getirerek Müze-i Hümayun'a kazandırdı ve böylece Türk müzeciliğine önemli bir katkı sağladı.


Peki Sanat Dünyasındaki Rolü?


Sanat dünyasında ise Osman Hamdi Bey, oryantalist sanatçılarla tanışmasının etkisiyle eserlerinde oryantalizm temasını işler. Ancak, Batı'nın ötekileştirici bakış açısının aksine, kendi kültürünü daha saygılı ve özgün bir yorumla sanatına aktarır.


En bilinen ve tartışmasız en etkileyici eserlerinden biri Kaplumbağa Terbiyecisi’dir. Bu tabloyu iki farklı versiyon halinde resmetmiştir: ilki 1906 yılında, ikincisi ise 1907 yılında kayınbiraderi Salih Paşa için yapılmıştır. Her iki yapıt da Osmanlı toplumunun modernleşme sürecine dair eleştirel ve sembolik göndermeler içerir.


Birinci tabloda 5 kaplumbağa varken, ikinci tabloda 6 kaplumbağa Osmanlı toplumunu temsil eder. Her iki eserde de kırmızı kaftan giyen, sırtında nakkare asılı ve elinde ney tutan yaşlı adam Osmanlı’yı simgelediği gibi Osman Hamdi'nin kendini resme dahil ettiği söylenilir. İkinci versiyonda ilkinden farklı olarak, duvarda 'Muhammed' hat çalışması yer alır.


Birinci Tablo (223 cm × 117 cm): Pera Müzesi’nde sergilenmektedir.(Keza İki Müzisyen Kadın, Pembe Başlıklı Kız eserleri Pera Müzesinde sergilenen tablolar arasındadır.)


İkinci Tablo (100 cm x 51 cm): Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi’nde sergilenmektedir.



Topkapı Sarayı Müzesi, Sakıp Sapanca Müzesinde de keza diğer eserleri sergilenmektedir. Daha yakından görmek isterseniz söylediğim müzeleri ziyaret edebilirsiniz. 



________________


Ve evet Sevgili Okuyucu, dünya karanlığa gömülürken sen neredesin, hangi renktesin? Eylemin mi yoksa küfürün mü?..


_______________