Türkiyeli Kadın

Ve ben Türkiye’de
Türkiyeli kadınım
Bahtı karalıyım
Bana bir çember çizdiler
Yetmedi.
“Yetmez!” dediler
Zincirlere vurdular
Bir adım değil
Bir ayak boyu bile
Çıkamam dışarı
Konuşamam,
Düşünemem gönlümce
Başkaları düşünür
Konuşur başkaları
Karar da verirler yerime
Ben neyim ki
Neyim ki ben
Eşya kadar da
Yoktur kıymetim
Mutfakta aşçıyım
Yatakta kadınım
Doğururum, anayım
Tarlada ırgatım
Yine de ben neyim ki
Neyim ki ben

Karşı koyamam
Olmaz diyemem
Namus uğruna
Bir lokma, bir hırka
Bir de dört duvarlı dam olursa
Aldırmam dayağa, küfre
Aldırmamalıyım

Ayşe’yim, Fatma’yım, Elif’im Sultan’ım ben
Kadri kıymeti olmayan Sultan’ım ben, Sultan...
Alır da giderim başımı
Arkama bakmadan
Çoluk çocuk kalırmış
Kalırmış boynu bükük
Kocaymış dinlemezmiş
Hep dediği olurmuş
İsterse döver, kovarmış
Gönlü isterse
Bir başkasını alırmış

Köle miyim ben
Alır da giderim başımı
Giderim bu diyarlardan

Şiiri okuyunca annem düştü aklıma. Hayalinde dahi alıp başını gidemedi. Kırkdört yaşında gidebildiği tek yer, Silifke Mezarlığı oldu. O yaşa kadar nüfus kütüğünden başka bir yere yazılmayan adını bir tahta parçasının üstüne yazdılar ve o toprak yığınının başucuna koydular.