Hiçlik... Hiç aldırmayacağım.

Bir yerlerdeki boşluktan faydalanıyorsun belli ki.

Ama benim ruhum, ağaç ile dost olup dolduracak o hiçliği.

Boşluk var ruhumda ama biliyorum eyleme geçmeliyim!

Hiçlik de anlamdan gelir, çaresiz farkındayım.

Birkaç Nessi Gomes dinleyip anlam arayacağım kitaplardan, doğadan.

Bir sürü kuzu alacağım kucağıma,

Ağaçlara çıkıp incir toplayacağım.

Kitaplarım yoldaş bana, ancak tek işim kitaplarla değil.

Eylem bizim ihtiyacımız!

Bir amaç uğruna iliklerime kadar yorulacağım.

Saçlarımı taramadım, nasıl olsa rüzgar düzeltir.

Makyaj yapmadım, güneş beni güzel gösterir.

En güzel insan anlamlı gülebilendir.

Bir amaç uğruna yorulmuş göz altları...

Öpmek isterdim, hem ruhunu hem göz torbalarını, hem emeğini...

Acının ininden anlamlar toplayıp tüm dünyaya saçmak isterdim.

Ağacı gördüm... Evet, gördüm!

Ruhum kökleriyle birleşti ve besledi arayışımı.

Biliyorum, bir şeyler var algılayamadığımız.

Göç eden bir kuş olmak isterdim.

Yersiz ve yurtsuzum ben, ırkım yok,

Yalnızca insanım herkes gibi.

Tüm ruhlar birleşin, acılardan başka neyimiz var?

Turuncu bir akşam, acılarınızdan öperim.

Yorulduk, yıprandık ama ruhumuz hep yalvardı;

Öptü beni ve dedi ki: Şimdi kiraz çiçekleri açacak, gün doğacak, buğdaylara sürtüne sürtüne ıslak tarlalarda koşacaksın...

İnsan başka ne ister? İnanç, ağaç, huzur...

Turuncuyum ben.

Turuncu günler dilerim sadece insanca, pek insanca olanlara.