Ey İbrahim’in kuşları

-Alışan- 

İnsan İbrahim değil, tamam 

Ama İbrahim, -bir- insan.

Nasıl alışılır ki ademoğluna

Nasıl anlaşılır

-Soruları bırakanlar, kanatlar yerine- 


Kınsızlığı gecenin;

İsmail’e bilenen her bıçağın yalnızlığında


Ey İbrahim’in kuşları

-İsimleri çağrılan-

Tutun biraz kanımın aktığı yeri

Duydum 

Kırık olan şeylerin anlamıyla uçtuğunuzu

Kırılmış çömlekte kana kana içilecek suyun sırrı sizdedir


-Nuşîrevanım; kanrevân-


Ey İbrahim’in kuşları

-teslim olan-

Canımın kandığı yerden uçun bana

Sizi döndürenin kudreti ve çağıranın sesi

Böyle bi merhem mi gerekir kara sayrılıklara

Unutulanın özündeki bu hâr, 

Kavla mı karılmış çamurum

Yirmi beş karatlık yalnızlığıma bir kanatlık esin bırakın

Hanîf’in çağrısından 


Ey İbrahim’in kuşları

-paramparça-

Gönüllü uçuşunuza İsmail diye bağırdılar bıçak ağzında

Dayanılmalıysa

bana bir asa bulun Musa’dan

Yutsun tüm yılanları; çeksin kâlbi tasadan

Peltekliği çözülsün dilimin

Hirânın oyulsun yamacından

-Kelimeleri bırakan/imtihanı dağıtan-


Hira ya da Sîna…

Dağ idi sonuçta;

taşımaz akdi, bilmez ahdi

Sonunda yükü

Nâs’tı sırtlayan


Ey İbrahim ve kuşları

Tutun beni biraz

Uçun beni biraz 

Ebabil taşlarıyla sarılan gövdem

Canımın kanımın çıktığı çağda

Kan ve külden karılmışsa hamurum

Yağmurlar da benle solacak ısrarla

Soran yokken seni


Ne anka kuşusun sen

Ne Azer’in oğlu

Tut beni biraz 

Yağmurlara yürüyen

İbrahim.


Yangınlardan gelen değilsin sen 

İbrahim

Sen yağmurlara yürüyen


Ne Anka kuşusun sen

Ne Azer’in oğlu


Yağmursun sen

Tut beni biraz ey

Ateşlere 

     yağan 

        İbrahim..






  • Cândostum,Yoldaşım,Muvahhîd Babam’a



Ekim/2023

Mirza Şâmil.





.