Çokça çığrışan 

ne menem kuşlar gördüm


Hava çamurlu,

Su rüzgarlıydı,

Kahkahası patırtılı bir tekne

Masal kahramanlarının müsveddesi

Kaptan dümende.


Şerefe! diye bağırdı kıyıdaki şehir kaçkını,

elinde kutsal su.

Ne ki

Acemi müezzin

başladı ezana:


“Tanrı uludur

Tanrı uludur...”


Şimdi hepsinin başı belada!


İşte o zaman

Nefes nefese 

kanayana kadar

Deştim derinde saklı yaramı.


Acıyana kadar

Büktüm gönlümü.

Ayrılığın mısralarında

Gaddar bir rüzgar

Harladı yangınımı.


Uzaklarda

Şehrin gölgesi dahi yok artık;

Bir ben kalsam dünyada,

Tek ben olsam…


Ne ki

Usul usul

Sessizce

Avına yaklaşan yırtıcı sevdam

düştü gözlerinde tuzağa,

Tutsaktır artık.


Gör işte,

Çokça çığrışan

Yırtıcı kuşlar, 

aç döner üstünde

Zincirli bedenimin,

O ki,

Her gün köle meydanında

Sürekli değeri düşen

Lakayıt bir açık artırmada.