Hasretin hüznü, kaplar yüzümü,

Her dolunay gecesinde.

Aynı gökyüzü, ayrı şehirler

Balkonda tüter o acı tütünler.


İç çekerek üflenir geçmişe o duman.

Sorsan şimdi hâlim darmaduman,

Yok ki artık kapıyı çat kapı vuran,

Kokmuyor kokun artık buram buram.


Hele o ay mehtâba çıktığı anda,

Benzemez kimse bana dediği anda,

Utanıyor seni benden duyduğu anda,

Adını kıskanıyor adındaki adında.


‘Senle-Ben’ olamayız “Biz” bir daha...

Sen orada, artık ben burada.

Buluşsak mı ara sıra?

Aynı zamanda ki bir an’da,

Gökyüzündeki adında.

Dolunay’da...