Tutunamayanlar, sayfa 531-537.


Günseli son günlerde öyle bir durumdayım ki bir iki dakika bile aklımı toparlayıp düşünemiyorum sevgilim şeytan bilir nelere takılıyorum neler düşünüyorum günlerdir yatıyorum hastalıktan mı bilmiyorum şimdi biraz düşünebileceğimi hissediyorum ve uzun süredir aklımda yüzen belirsiz bir cismi aydınlatmaya karar verdim evet aklım gene karışmadan acele etmeliyim ölmeye karar verdim Günseli vakit geçirmeden yapmalıyım bunu yoksa ne olacağımı nereye sürükleneceğimi tahmin edemiyorum bu kısa aydınlıktan yararlanmalıyım ne yazık senin için ne yazık bunu karşılıklı konuşamayacağız ve düşündükçe ürperdiğimi itiraf ederim ölümü değil senin bu satırları okuduğun zaman ölmüş olacağımı acıklı şeyler yazmak istemiyorum acıklı sözler benim üzerimde etkisini kaybetti fakat seni etkileyecektir bunu düşünmeliyim her şeyi iyi hesap etmek zorunda olduğum için özür

dilerim fakat düzeltmek imkânım kalmayacağı için buna mecburum yıllardır hayalimde bu mektubu yazacağım insanın

beni kurtarmasını yaşadım fakat şimdi bu hayalden çok uzak olduğuma göre hayatımda hiç olmazsa bir kere hatasız

hareket etmek zorundayım mektubu attıktan sonra hemen yapmaya kararlıyım biliyorsun biz Işık ailesi sözümüzün

eriyiz bizim kaderimiz bu hiçbir şey yazmasaydım daha mı iyi olurdu diye düşündüm fakat bunu daha büyük bir insafsızlık saydığım için her şeyi yazmak istiyorum biraz sonra meydana gelecek olayın ayrıntılarını yazmayacağım onları

nasıl olsa öğreneceksin belki beni de kararsızlığa götürür ne yapacağımı çok açık bilirsem belki elim titrer seni seviyorum fakat neresini düzelteceğimi bilmediğim bu yaşantımı sürdürmenin anlamsızlığını seziyorum yok olmaya doğru

hızlı bir gidişin farkındayım henüz koruyabildiğim bazı özelliklerim varken daha insan olduğumu hissederken bu

gidişe bir son vermeliyim yoksa çok geç olacak ve kendimi affetmeyeceğim seni seviyorum ve beni unutmanı istiyorum

ben seni bir an için de olsa unutabileceğimi düşünerek buna girişiyorum Selim olmayan bir Selim görmektense hiç görmemek daha iyidir bana inan düşün ki gittim ve bir daha

aramadım seni bir daha beni görmeyeceğine göre böyle düşünemez misin senin varlığına rağmen böyle düşünebiliyorsam sana bir sadakatsizlik var işin içinde beni görmeyecek olduktan sonra var olup olmamanın ne önemi kalır sadece yaşadığımı bilmen seni nereye götürür görüyorsun biraz daha gevezelik etmek istiyorum yeteri kadar yazdığım

halde kalemi elimden bırakamıyorum bunu biraz da tabancayı henüz masamın üstüne yerleştirmemiş olmama borçluyum dışarı çıkacağım mektubu postaneye götüreceğim engel olamamak ne yazık değil mi bana kalan süreyi bu kadar

kesin belirttikten sonra biraz daha anlatabilirim herhalde seninle biraz daha konuşmamda kötü bir şey yok sen de bu

satırları okurken benimle biraz daha konuşmuş olacaksın bunu düşünmek güzel annemi tanımadın bundan sonra tanımanın

da bir yararı yok sanıyorum sen ve annem bu resmi güzel bulmuyorum kafamda annemi üzeceğini biliyorum bu olayın ama dayanır herhalde beni bencillikle suçlamaya

başlayıncaya kadar dayanırsa mesele yok bu sürenin kısa olmasını temenni ediyorum bunun dışında insanlarla ilişkimi kestiğim için kimseyi düşünmüyorum kimse üzülmek zorunda kalmayacak senin için de son günlerdeki perişan durumumla birşeyler yaptığımı seni de biraz hazırladığımı sanıyorum birlikte geçirdiğimiz güzel bir günden sonra kendimi öldürerek yıldırımla vurmuyorum seni ya da bana öyle geliyor şimdi şu anda artık ne kadar yaşayacağımı bilmenin rahatlatıcı bir düşünce olduğunu ve kâbuslardan gelecekten korkmadığımı söyleyebilirim düşün son günlerde

ne duruma gelmiştim artık bilmem bu ıstırap daha ne kadar sürecek gibi bir alaturka şarkıya yer yok yaşantımda

yarın sabah kalkınca kim bilir gene ne olacak endişesi yok bu duruma ben bile zor inanıyorum gene tatsız birşeyler olması

ihtimali nasıl ortadan kalkar diyorum birkaç gün önce sevmediğim kimselere birer mektup göndererek onları hayatlarının

sonuna kadar üzecek ya da üzeceğini sandığım sözler yazmayı düşündüm ne yazık ki insan ölmek üzere olduğu anda bile hayal gücünün eksikliğinden olacak yeteri

kadar kötülük edemiyor bizi tutan bu garip engeli şimdi bile anlayamıyorum son fırsatı da kaçırdığım için biraz mahzunum

belki müthiş bir ümitsizlik anında yapabilirdim bunu fakat talihin garip cilvesi gücüm yok tam bu sırada kuvvetim

tükendi bu adamlara hadlerini bildirmek gerekiyordu neyse fazla üzülmemeliyim ölmenin nedeni bu değil beni odama kapanmış kendimi duvardan duvara atarken düşünmeni istemiyorum böyle bir durum yok beni unutmanı istediğim

halde bunu yapamayacaksan beni güzel bir durumda düşünmeni isterim onun için beni hiç görme ne demek istediğimi anlıyorsun herhalde senin için daima güzel ve

bozulmamış bir bütünlük içinde kalmak istiyorum gereksiz ayrıntıların aklındaki resmi bozmasına razı değilim kötü

hatıralar insanın aklından kelime olarak çıksalar bile görüntü olarak kalırlar kimsenin fazla üzüleceğini sanmıyorum

yaşarken ilgilendiğim birkaç kişiyle olur ya görüşmek istersin benden bahsederken ortak anılarınız olamayacağı için sizi bir arada düşünmek bana kötü görünmüyor aydın kişileri saymıyorum Ankara’da eski bir iki arkadaş vardı Süleyman Kargı vasıtasıyla bulabilirsin onları Kargı’dan sana söz etmiştim sanıyorum yalnız uygun bir fırsat bulup söyleyememiştim birkaç şarkıdan ibaret uzunca bir yazım var

onda belki bir gün okursun yolun o şehre düşerse fazla duygulanma yazılırken de fazla duygulanılmamıştır yazmanın

çekiciliğine kapılıp biraz ileri gittiğim söylenebilir bir aldatmadır belki de uzunca bir şakadır ne yazık bir kopyasını almamışım belki okunmaya değer bir duruma getirebilirdim ilk yazıldığı gibi öyle düzeltilemeden kaldı şimdi sorsan başından sonuna kadar anlatamam Süleyman da ilginç adamdır garip içine kapalı biraz kendini beğenmiş artık

görüyorsun yakınlarımı da yargılıyorum bu kadar imtiyazı çok görmezsin bana herhalde Süleyman’da “sense of humour” kuvvetlidir gene de benzerliğimiz yoktur başka türlüydü onunla yaşamak nerede susulacağını bilirdi bana benzemezdi dedim ya ona hayrandım anladığını belli etmeden anlardı ne zaman gitsen onu aynı yerde bulursun görüşmediğin sürede seni nasıl hissettiğini sanmışsan öyle düşünmüştür inanılmaz bir özelliktir bence bu yönü seni anlamazsa yadırgama beni tanıdığı süre içinde senin gibi bir insanla böyle bir yaşantım olabileceğini ona sezdirmemiş bu yönümü saklamış olabilirim insanları öyle farklı açılardan

değerlendirdim ki hayatım boyunca arkadaşlarımı sana bile övmeye çekiniyorum Burhan’ı da görebilirsin akıllıdır

bir kusurunu görmedim diyebilirim bu da yeter bir sebep sıkıcı olması için Turgut vardır biliyorsun bahsetmiştim her şeyini anlatamazsın ama zekidir durumu hemen kavrar insan onu kendisiyle bir yarışma içinde görmezse ya da bu izlenimi

vermezse anlayışlı ve şefkatlidir sana çok yakınlık gösterir benim kişiliğimle ilgili bir mesele kalmayacağına göre Turgut’u çok sevimli bulacaksın bu bakımdan durup dinlenmek bilmez bir sevimli olmak konusunda demek istiyorum evlidir belki biraz kalıplaşmıştır belki bu kalıbın içine bir noktada kimseyi almak istemez bu husus çok önemli en uslanmaz insanlar bile yanlışlıkla da olsa bir kere evlenince çevrelerini kendileri gibi görmek istiyorlar bu yüzden az mı meyhane arkadaşı kaybettik Turgut böyle değildir sınırlarını bilir bana sorsan bilmez bildiğini sanır bir

sürü okumuş yazmış adamdan çok değerlidir benim için yargıları bana göredir ona değer verdiğimi uygun bir fırsat bulup söyleyemedim sen bir yolunu bulup söyle onun için ne düşünmüş olduğumu Kenan nasıl acaba merak ediyorum sorsana Turgut’a doğrusu ben aranızda acı bir görüntü olarak kalmak istemem tatlı bir resim ya da nasıl söylemeli kelime oyunu gibi bir şey olarak kalmak isterim bazı tekerlemeler vardı aramızda ne bileyim ne kadar tekrar etsek bıkmazdık hoşumuza giderdi işte onlar gibi yaşamak isterim

aranızda Turgut’a söyle o anlar aramızda yüzlercesi dolaşırdı Selim Selim dediler onu da gördük gibi sözler icat etsin benim için tabii ortak yaşantımızı unutmamışsa bu öyle bir havaydı ki insan içindeyken akıllıdır dışarı çıkar aptallaşır sakın bu isteklerimi ciddiye alma belki bunları yapmak

içinden gelmez yapma istediğin gibi yaşa bana ait bir şey ne bileyim bir kitap bir resim ya da buna benzer bir eşyaya sahip

olmak istersen Turgut’a söyle bizim evden alır annem onu çok sever belki de benim odamı görmek istersin şimdi biliyorum dayanamayacağını söyleyeceksin sonrası için bir gün olur bir gün özleme gibi bir duyguya kapılabilirsin ölümün acılığı dağılırken böyle olabilir o zaman annem evde yokken bir göz atarsın fazla ümide kapılma çok sevimsiz bir odadır birtakım hayaller saklar doğmadan ölen çocuklar

gibi gizli hayaller bir bakıma iyi olacak içimde gerçekleştirme telaşı kalmayacak sakinleşeceğim yapamadığım o kadar çok şey var ki nasıl olsa hepsini gerçekleştiremeyecektim ve yapamamanın acısı zehirleyecekti içimi insan sonu geldiği

zaman iyileşiyor odamda benimle ilgili yazı bırakmak istemiyorum bakarsın birtakım insanlar çeşitli nedenlerle orayı burayı karıştırırlar biliyorsun bir takım karalamalarım var hepsini yakmalıydım yapamadım sana gönderiyorum pakettir

geç gelir bu mektuptan sonra eline geçer bir kutu içine koydum hemen açmamanı istiyorum oldukça karanlık hemen okursan seni bunaltabilir bir süre geçsin mesela beş

altı ay kadar sonra istediğini yaparsın büyük bir kısmını senden gizli yazdım bilmeni istemedim ben yaşarken bu yazdıklarımı bilmene dayanamazdım gene de fazla üzülme edebiyat hevesi olarak kabul et gerçek sayma bunları mustarip

bir ruhun çırpınmalarını ifade etmekten çok okuyucuların duygularını kötüye kullanmak isteyen acemi bir yazarın karalamaları dersin başkalarına göstermek isteyeceğini

tahmin etmiyorum fakat dilediğini yap bu mektupta bile şunu yap bunu yapma demişsem ona da aldırma ne diyor yukarıdaki adam isteyiniz verilecektir demek ben bir şey istemiyormuşum biri bana parmağını uzatarak bu kadar gürültü

ediyorsun sızlanıp duruyorsun doğru söyle gerçekten istiyor musun diye sorsaydı ona ne karşılık verirdim bilemiyorum hayır biliyorum derdim ki ona ya da büyük bir

olasılıkla derdim ki görüyorsun Türkçe kelimeler de kullanıyorum arada Öztürkçeye dargınlığım kalmadı tabii kimse

bilmiyordu benim dargın olduğumu geçelim içimde birbirine karşı savaşan yönlerin birbirine dargın olduğunu söyleyerek

geçiştirelim bunu da son anda mesele çıkarmayalım evet istemesini bilene gerçekten verilecektir verilmektedir

isteyip istemediğini bilmeyenler için de yukarıda sözünü ettiğim adamın işaret parmağı meseleyi halledecektir en önemli sözü en sonda yazacağımı sanıyorsan aldanıyorsun hiçbir zaman benden bekleneni vermeyi becerememişimdir bekleyenleri utandırmışımdır daha fazla yazamayacağımı hissediyorum son anda acıklı bir sözle canını sıkmamalıyım işte bu kadar işte canım sevgilim Günseli Selim...