Bir yazsın hele parmaklarım

Bir dağdan bahsetsin yahut sevgiliden

Bir bahsetsin hele imkânsız kavuşmaları

Poyrazları, nehirleri,

Bulut sevdalılarını.

Kavşakları, caddeleri belki viyadükleri.

Utanmaz kelimeleri sayıklasın gece yarıları

Şehirlerden bahsetsin alenen,

Bursa’dan İstanbul’dan,

Gelsin gitsin tarih parçaları,

Koca imparator,

Konstantinopolis…

Bizans, Hitit, Roma,

Sonrası Yeşil Bursa…


Ağlayan çocukların hüzünlerine,

Çikolata dağıtsın

Mutsuz anaların torunlarını bağışlasın

Babalara bir parça çörek ısmarlasın,

Şöyle en tazesinden


Bir satır düşsün tarihe şimdi de,

Bugün barış günü desin

Bugün merhametlik günü,

Saygı günü, sevgi günü.

Bugün insanlık günü ilan etsin.


Bir tufan ki bombaların suyu kurusun

Kuşlar boyasın gökyüzünü,

                   Mermiler değil.

Yerden göğe uzanan kardelen olsun,

Meşe olsun, papatya olsun,

                         Mayınlar değil.

Bir barış türküsü söylensin Anadolu’dan,

                                   Ağıtlar değil.

İnsanlar mutluluktan ağlasın,

                         Ayrılıktan değil.

Yeniden olsun gökyüzü

Yeni baştan, en baştan

Sevgi konsun önce masaya sonra saygı

Ve insanlık sadikaları.


Bir satır daha düşsün tarihe,

Bugün 3 Eylül Cumartesi

Başlıyoruz.