Bu şehirde darağacına bağlıyım ben.
Üç fidan diktim topraklarınıza.
İlki pek bir bükük doğdu.
Suyunu, geldiği toprağı unuttu.
Sarhoşluktan anlamaz, herkese ilâhiler okurdu.
İkincisi özgürlüğünü minnet eylemeden büyüdü.
Köklerini, polenlerinden üstün tuttu.
Ormanından sıkıldı da, ayaklanmaya mecâli yoktu.
Üçüncü fidanımın aklı bu devirden uzaklara erişti.
Tanrısını kendi bildi.
Büyümenin kabuğunu atıverdi çabucak.
Ögrendi ki,
Hayat kimseyi beklemeden kaçıp gidiyordu.
Anladı ki,
Aceleyle yaşamanın tadı tuzu artık yoktu.
Ağırdan almaya,
Ömrünü gözünde büyütmeden yaşamaya,
Kaderinin yazısını,
En derbeder kalemiyle yazmaya kararlıydı.
İlk çiçeğini soldurduğu an,
Tekrar anladı.
Yaşam,bedende değil ruhtaydı.
Ölüm, yalnızca bedenden kurtuluş olacaktı.