22 Mayıs 2021

Çiçeğim bu sabah çiçek açmaya başladı. Normal zamanda hemen arar ilk sana söylerdim. Bu benim heyecanımdı. Şimdi müjde verecek biri yok. Çiçeklerin açması bana hiç bu kadar hevessiz gelmemişti. Çiçekler, hatta senin bu evde dokunduğun tüm eşyalar canımı acıtıyor şimdi. Sen dokunduğunda onların üzerine sanki kelebeklerin kanatlarındaki gibi narin bir sim bulaşmış gibi, dokunursam silinecek diye korkuyorum.

Ağlamıyorum. Ağlamamaya direniyorum. Sanki gitmişsin ama yarın gelecekmişsin gibi düşünüyorum. Ağlarsam, gidişin bana galip gelecek, bana gülecek diye korkuyorum.


23 Mayıs 2021

Bugün beyaz yavruyu almaya geldiler. Sen olmadan vermek ağrıma gitti. Sanki çocuğumu evlendirmişim ama yanımda kimsem yok gibi hissettim. Sana yazdım, bana üzücü şeyler söyledin. Seni sevmediğimi hissettiğini söyledin. Bir şey diyemedim. Seni daha çok üzmek istemedim.

Günüm çok anlamsız geçti bugün. Meğer sen günümü ne güzel dolduruyormuşsun.

Ağlamadım bugün de. Direniyorum ama içimde büyük bir deniz var. Dalgalar çalkalanıyor ama direniyorum.


24 Mayıs 2021

Bugün evden çalıştım. Aklım sendeydi. Her geçen gün-saat-dakika biraz daha uzaklaşıyormuşsun gibi hissediyorum. Yavaş yavaş suskunlaşıyorum. Kimseye ayrıldığımızı söyleyemedim.

Bugün geleceksin diye çok ümit ettim. Eğer gelirsin diye yemek yaptım. Binanın kapı sesini her duyuşumda sen geldin sandım.

Ben bugün ağladım. Evde her yerde sen varsın. Kaçamadım ağlamaktan. Yapacağımız planlar aklıma geliyor hep. Üzülüyorum.

Keşke ağlamasaydım, ağlamak yenilgiyi kabul etmektir. Şimdi daha hızlı kaybolacaksın... Hoşça kal.