Gece dört,

İçimdeki yeni mezara vurulan kazma seslerini somutlaştırıyor saat tıkırtısı,

Sigara, duman, soğuk mermer, mide bulantısı,

Yüz görümlüğü istiyor bulutlar, bahar, ay yok, hava kapalı


Gece dört,

Gece, annesinin rahminden kürtajla alındıktan sonra ölmemiş bir çocuk gibi

Bakıyor ellerime, korkunç, muhtaç, kırmızı


Hakaretleri ateşliyor dilim hakaretler sekiyor duvarda, insanlığım içimde çekmiyor namludan parmağını

Ampulüm paramparça, suratımda tavanın alçısı beyaz

İnanmıyorsun, yüzümdeki alçıya, omuzlarıma batan ampul parçalarına

Aynı odada "seviyorum!" diyordun yalan demiyorum


-kuru sıkı.


Gece dört

Ezan okunuyor, sabah geliyor atlılarla savaşta kaybettikleri askerlerin cesetleri için,

Küçüğüm, masumum, annemle babamın arasına kaçıyorum hemen

İyi boşluk, güzel uçurum, bu seçim nereden baksan yine çok gereksiz bir intihar.


Gece dört

Kabuslarımın ruhumda bıraktığı dikiş tutmayan yaralarıyla bir sabaha hazırlanıyorum,

Poğaça yiyeceğim, otobüs bekleyeceğim, hiçbir şey olmamış gibi davranmam gereken bir gün var.


Gece dört

İki kere iki sizin olsun...