Umarsızlığa sıkışmış ruhları görüyorum,

Solgun ışığın bedeninde birikmiş kirleri.

Dünyayı izliyorum,

Sürüklenip duran kemikleri işte;

Yorgunuz Zehra,

Yorgunuz ayağa kalktığımızdan,

Toprağı suladığımızdan bu yana

Dahası acımıyoruz kendimize

Son nefesleri gözlüyoruz;

İnsan beklemediğine özlem duyar mı?


Bak şimdi pencerelerden sarkan yalnızlıklara;

Ömürler böyle mi tükeniyor Zehra?

Hayat belki de budur:

Noksanı bulamadan yok olmak!

Hayat diyorum Zehra,

Aramaya değer bir noksandır belki de

Biliyorum Zehra,

Biliyorum, bir yaprağın titreyişi kadar anlamlı değilsarf ettiğim sözcükler

Hem benim özlemlerim uzak bile değil

Ama biliyor musun,

Bu gece bir çocuk düştü dilimden

Hasretlerimizi döktük durmadan gezindiğimiz halıya

Kırılmalıymış meğer heveslerimiz


Yaşamak Zehra,

İliklerine kadar nefes almak;

Hissetmek damarlarında gezinen oksijeni,

Titremek bi yandan, ruhundaki pürüzlere dokunulunca.

Avare rüzgarı dinle Zehra,

Usanmadan yitip yeniden doğan güneşi izle

Yüzlerden akan sözcükleri görmüyor musun;

Duymuyor musun,

Her gece örtbas edilen feryatları?

Hayat diyorum,

Bir yolculuktan ibaret Zehra,

Bakmakla bilmek arasında,

Görmeden geçen bir yolculuktan ibaret.

Bize düşen sürmek bedenimizi,

Sürmek bilmediğimiz diyara,

Biçare, fani soluğumuzla...