Bir çoçuk sesi yankılandı dünyadan. Binlerce kalbin bir olduğu bir beden, bir çoçuk. "Kuşlara yolculuk etmek istiyorum," dedi. Nefesim kesildi birden. Çünkü, bizler mahkumduk. Kuşlara o an için nefret duydum. Bedenlerimize, ruhlarımıza özgürlük diye kanat çırpıyorlardı. Ve buna biz dahil herkes açtık. Ama bizler mahkumduk mümkün müydü? Bir çoçuk eteğimden tuttu:

"Kuşların yanına bizden bir uçurtma göndersek, bizim varlığımızı bilsinler en azından," dedi.

Olur muydu, kuşlar gerçekten bizden haberdar olabilir miydi?

Sessizlik çöktü üzerimize.

Göğe selam verdik, taş duvarlara mahkum edildik, bir kez daha.