Sıkıca tutunca ellerim acıyordu

Ben de özgür bıraktım

Hayalini kurduğum tüm uçurtmalar

Sanki benden kaçıyordu

Gözlerimi dikip ne kadar gidebilir uzağa

İzliyordum.

Acaba o da bana yukardan bakıp kibirleniyor muydu?

Kibri, delebilir miydi gökkubbeyi?

Rüzgara bıraktığım,

Şiirlerimi dinliyor muydu?


Belki gökte olan ben değildim,

Havalara kapılan...

Belki hep aynı yerde olan bendim ama

Bulurdum istediğim zaman bi uçurtma daha.

Sıkıca tutmama gerek kalmayacak,

Koluma takılan...

Daha büyüğü, hatta daha güzeli bile olabilirdi.

Daha yükseklerde olmasına rağmen bağını koparmayan.


Ama beni bırakan tüm uçurtmalar,

Ellerimde iz bırakan...

Direnişlerinde yalnız kalacaktı.

Bi daha hiç bu kadar sağlam tutulmayacaklardı.

Hiç bi zaman bu kadar hayranlıkla izlenmeyeceklerdi.

Ve hiç olacaklardı,

Zirve dedikleri savruldukları boşlukta.

Her esen esintiye havalanıp

Bi daha sağlam bi zemine basmayacaktı ayakları.


Evet, ayakları.

Çünkü konu hiçbir zaman uçurtma olmadı.