Bu yazılmış bir son değil, kader değil ve tesadüf de değil

Bu gözü dönmüş ve gözü siyaha bürünmüş

İki canlı cesetin karar kıldığı bir kehanet

Bu geleceğimizin hüzün dolu gerçekçi tablosu


Bir anda karar kılınmış bir ayrılık destanı

Zamandan yoksun benler için yazılmış

Çok da uzak olmayan özlem dolu gecelere

Hatıra olsun diye bir el tarafından bırakılmış


Unutulmuş bir evin duvarlarına

Kapkara bir büyü ile kazınmış

Unuttuğumuz her şeyin üzerine çökmesi

Ve günü geldiğinde bizi boşluktan çekip çıkarması için


Farklı mezarlara gömülü tek bir cesetiz biz

Aynı kanla ve aynı nefretle beslenen

Aynı dehşeti tatmış bedenin ruhuyuz

Kulakları sağır eden, kaderin enfes uğultusuyuz


Hayatlara çöken karanlık bir vahşetiz

Hak edenleri cehennemde haşlayan dumansız aleviz

İki farklı belayız dünyaları mahveden

Çıkmaza girmiş bir yolun tek yolcusuyuz


Vazgeç bağlanmış olduğun her şeyden

Bel bağlamış bir aptal olmaktan vazgeç artık

Ara ve bul seni tamamlayan karanlık tarafını

Boş ver, tekrar kirlet günahlarından arınmış beyazı


Eğer beni tekrar görmek istersen

Eğer bana tekrar bürünmek istersen

Ben şeytanın yazdığı

Ve gece meleklerin evrene okuduğu masallardayım


Ben seninle tekrar bir bedene bürünmek için sol yanındayım

Hisset şehvetin ve nefretin acısını

Bul evreninin diğer dibe çökmüş yarısını

Ayaklan ve şaklat elindeki ilahi kırbacı

Bekliyorum, mağaram tanrıların dağında saklı