2011 yılında Suriye’de başlayan ve 8 Aralık 2024 itibarı ile Esad Hükümetinin devrilmesiyle sonuçlanan iç savaştan kaçan 250 Suriye vatandaşının, 29 Nisan 2011 tarihinde Hatay’ın Yayladağı ilçesi Güveççi Köyü’nden Türkiye’ye giriş yapması ile başlayan kitlesel akınlar neticesinde 4 Nisan 2013’de 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kabul edilmiştir.
YUKK ( Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ) 91. Maddesi çerçevesinde, uluslararası koruma talebi bireysel olarak değerlendirmeye alınamayanlara sağlanabilecek geçici koruma işlemlerinin usul ve esasları ile bu kişilerin Türkiye’ye kabulü, Türkiye’de kalışı, hak ve yükümlülükleri, Türkiye’den çıkışlarında yapılacak işlemleri, kitlesel hareketlere karşı alınacak tedbirleri ve ulusal ve uluslararası kuruluşlar arasındaki işbirliğiyle ilgili hususları düzenleyen Geçici Koruma Yönetmeliği 13 Ekim 2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Ülkemizde bulunan Suriyelilerin hukuki durumlarını ilgili kanun ve yönetmelik çerçevesinde kısaca değerlendireceğim.
Öncelikle belirtmek gerekir ki Türk Hukukuna göre Suriyeliler ne mülteci ne sığınmacı ne de göçmen sayılmaktadırlar. Türk Hukukunda bireysel anlamda uluslararası koruma sağlayan temel itibariyle 3 tip statü mevcuttur:
1. Mülteci
2. Şartlı Mülteci
3. İkincil Koruma
Yukarıda sayılan statüler YUKK md.61-63 aralığında düzenlenmiştir ve ilgili düzenlemeler şu şekildedir.
Mülteci: MADDE 61 – (1) Avrupa ülkelerinde meydana gelen olaylar nedeniyle; ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancıya veya bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen vatansız kişiye statü belirleme işlemleri sonrasında mülteci statüsü verilir.
Şartlı mülteci: MADDE 62 – (1) Avrupa ülkeleri dışında meydana gelen olaylar sebebiyle; ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan, ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancıya veya bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen vatansız kişiye statü belirleme işlemleri sonrasında şartlı mülteci statüsü verilir. Üçüncü ülkeye yerleştirilinceye kadar, şartlı mültecinin Türkiye’de kalmasına izin verilir.
İkincil koruma:MADDE 63 – (1) Mülteci veya şartlı mülteci olarak nitelendirilemeyen, ancak menşe ülkesine veya ikamet ülkesine geri gönderildiği takdirde;
a) Ölüm cezasına mahkûm olacak veya ölüm cezası infaz edilecek,
b) İşkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacak,
c) Uluslararası veya ülke genelindeki silahlı çatışma durumlarında, ayrım gözetmeyen şiddet hareketleri nedeniyle şahsına yönelik ciddi tehditle karşılaşacak, olması nedeniyle menşe ülkesinin veya ikamet ülkesinin korumasından yararlanamayan veya söz konusu tehdit nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancı ya da vatansız kişiye, statü belirleme işlemleri sonrasında ikincil koruma statüsü verilir.
Türk Hukukunda göçmenlik statüsü ise 5543 sayılı İskan Kanunu’nda “Türk soyundan ve Türk kültürüne bağlı olup, yerleşmek amacıyla tek başına veya toplu halde Türkiye'ye gelip bu kanun gereğince kabul olunanlardır” olarak düzenlenmiştir.
Suriye’den gelen kişiler yukarıda sayılan statülerin içerisinde yer almamaktadır. Dahil oldukları statü YUKK md.91’de şu şekilde düzenlenmiştir:
Geçici koruma: MADDE 91 – (1) Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılara geçici koruma sağlanabilir.
(2) Bu kişilerin Türkiye’ye kabulü, Türkiye’de kalışı, hak ve yükümlülükleri, Türkiye’den çıkışlarında yapılacak işlemler, kitlesel hareketlere karşı alınacak tedbirlerle ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlar arasındaki iş birliği ve koordinasyon, merkez ve taşrada görev alacak kurum ve kuruluşların görev ve yetkilerinin belirlenmesi, Cumhurbaşkanı tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
İlgili kanun maddesine unsurlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
1. Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen,
2. Acil ve geçici koruma bulmak amacıyla
3. Kitlesel veya bu kitlesel akın döneminde bireysel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen yabancılardan
4. Haklarında bireysel olarak uluslararası koruma statüsü belirleme işlemi yapılamayan yabancılar hakkında uygulanır.
Geçici Koruma kararı bu şartlar oluşmuş olduğu durumlarda GKY (Geçici Koruma Yönetmeliği) md. 9/1’e göre Cumhurbaşkanı tarafından alınır.
Geçici Koruma Yönetmeliğimizin altıncı bölümü ‘’Geçici Korunanlara Sağlanacak Hizmetler’’ başlığı altında düzenlenmiştir. Düzenlemenin hakları olarak değil hizmetler olarak olmasının sebebi, devletin geçici korumadan yararlanan kişilere karşı belirli sorumlulukları olduğunu ancak bu sorumlulukların geçici sığınmacılar tarafından talep edilebilecek sübjektif haklar yaratmadığını üstü kapalı bir şekilde vurgulamaktadır.
2011 yılında başlayan iç savaş sonrasından günümüze kadar ülkemizde temel itibariyle;
- İkamet ve Seyahat Özgürlüğü
- Sağlık Hakkı
- Eğitim Hakkı
- Çalışma Hakkı
- Sosyal Yardım ve Hizmetlere Erişim Hakkı vb. hizmetlerden yararlanan Suriyeli geçici sığınmacıların bu statüleri nasıl son bulacaktır peki?
Geçici Sığınmadan yararlan kişilerin statülerini kaybetmeleri Geçici Koruma Yönetmeliğinin 12. Maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir:
Geçici korumanın bireysel olarak sona ermesi veya iptali
MADDE 12- (1) Geçici korunanların;
a) Kendi isteğiyle Türkiye’den ayrılması,
b) Üçüncü bir ülkenin korumasından faydalanması,
c) Üçüncü bir ülkeye insani nedenler veya yeniden yerleştirme kapsamında kabul edilmesi ya da üçüncü bir ülkeye çıkış yapması,
ç) Ölmesi,
d) Kanunda yer alan diğer yasal kalış türlerinden birisi ile kalış hakkı kazanması,
e) Türk vatandaşlığını kazanması, hallerinde geçici koruma bireysel olarak sona erer.
İlgili yönetmeliğin 11. Maddesinde bir husus daha mevcuttur. O da şu şekildedir:
Geçici koruma, Cumhurbaşkanı kararıyla sonlandırılır.
Cumhurbaşkanı, sonlandırma kararıyla birlikte;
a) Geçici korumayı tamamen durdurarak geçici korunanların ülkelerine dönmesine,
b) Geçici korunanlara, koşullarını taşıdıkları statünün toplu olarak verilmesine ya da uluslararası koruma başvurusunda bulunanların başvurularının bireysel olarak değerlendirilmesine,
c) Geçici korunanların, Kanun kapsamında belirlenecek koşullarda Türkiye’de kalmalarına izin verilmesine, karar verebilir.
8 Aralık 2024 itibariyle Suriye’de Esad rejiminin son bulmasıyla birlikte ‘’Geçici Sığınma altında Türkiye’de bulunan Suriyeliler’’ kendi isteğiyle Türkiye’den ayrılırsa bu GKY md.12/1-a kapsamında değerlendirilecek olup kendi isteği ile ayrılmayıp Türkiye’de kalmak isteyen kişiler açısından GKY md.11/1-a gündeme gelecektir.
Cumhurbaşkanının geçici korumayı tamamen durdurup geçici korunanların ülkelerine dönmesini sağlaması için ‘’Geri Gönderme Yasağı’’ gündeme gelmemesi adına koruma altında bulunan kişiler ülkelerine döndükleri takdirde başlarına herhangi bir şey gelmeyecek olduğuna ilişkin Türkiye Cumhuriyetine somut olarak birtakım güvencelerin verilmesi gereklidir.
Örneğin 8 Aralık 2024’de Suriye Geçici Hükümeti Başkanı Abdurrahman Mustafa, ülkede genel af kararının yayınlandığını açıklaması Cumhurbaşkanının ‘’Geçici Koruma Yönetmeliği md.11/1-a’ya dayanarak belirli koşulları sağlayarak kendi isteğiyle Türkiye’den ayrılmayan kişileri de ülkelerine geri göndermesine olanak tanıyacaktır.
Geçici Koruma altında bulunan kişiler geçici koruma süresi boyunca uluslararası koruma başvurusu yapma imkanına sahip değillerdir. Uluslararası koruma başvurularının değerlendirilmeye alınması geçici koruma sona erdikten sonra Cumhurbaşkanının takdirine bağlı olarak mümkün olabilecektir.
Belirtmek gerekir ki uluslararası koruma başvurusu bireysel bir koruma sağlayacak olduğu için sayıları milyonlarla ifade edilen ülkemizde Suriyeliler için ülkelerinden kaçmalarına sebep olan Esad Rejimi yıkıldıktan sonra ayrıca böyle bir statü sağlanması hukuken de siyaseten de mümkün gözükmemektedir.
8 Aralık 2024 itibariyle Suriyelilerin ülkelerine geri dönmesi ve gönderilmesi hususunu bu bilgileri de göz önüne alarak değerlendirebilirsiniz. Fayda sağlayan bir yazı olmuş olmasını temenni etmekle beraber yazımı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sözüyle noktalıyorum:
‘’Yurtta Sulh, Cihanda Sulh’’
Eren Alp Başlı
Kaynakça:
Geçici Koruma Statüsünün Kapsamı ve Geçici Korumadan Yararlananların Hakları- Gamze Aydoğdu