Umut ışığı ve kayboluş
Cam kesiği, gül kurusu, aysız gece
Bu son serenatımdır gözlerine bakarak
Ulaşılamaz birer ışıktır bu vakitte yıldızlar
Saçlarından bir tutam savur gönlüme
Çünkü şaşırmak istiyorum ben de en az senin kadar
Çöl ateşi bale pabucu ve bir dize ihtiras
Davet et durduğum yerde, durduğum zaman, ellerimi tutarak
Koyu geceye bak diz boyu otlar kurak
ve şapkamı deliyor bir kurşun ağlayarak
Israrla gözlerine bakıyorum
Bundan pasif bir teklif çıkar ancak
Soğuk kahve, kayısı kurusu ve saltanat
Bir güvercinin ah edişi gibi saplandı kalbime padişah
Seni düşünmekteydim o sırada
Ucuz edebiyat ucuz edebiyat
Kanlı bir romantizme esir oldum bak
Kalbimi maşayla tuttu o deli bestekar
Asıl neyi bekliyorum biliyor musun
Geri dönecek bana hayata attığım zar
Yazık
O şanlı atlara binme şerefini kaçırdım
Ejderhaların sırtında taşınacak benim cenazem
Işık bir kadının gözlük camında kırılacak
Siz buna gökkuşağı diyeceksiniz
Kantosunu yapacak o mesnetsiz kadın
Acı bir fren sesi duyulacak
Ve inecek tüm avizeler
Kırıklar kilet gibi yağarken başımızdan aşağı
Biz öpüşeceğiz
Çingenelerin ölüm marşı çalınacak kulaklarına
Kan, ter ve gözyaşı
Gülüşlerinle kalkacak aşkımızın naaşı
Turuncu gökyüzü ve papaz karası
Nereden geldi bu kalp ağrısı
Gökyüzünde endişelerden bir kubbe
Uyursun kapanıp
Kah düşler alemde bir yolcu
Kah o yolun son ucu
Derken kararır sahne
Ve masal başlar
Eflatun, prens ve vaveyla
Ağlama vaveyla ağlama
Yetişemedi imparatorlar topuğuna hala
Kalk ve silkelen bakalım
Tanyeri ağırmakta
Ay dedeye selam söyle
Kuşandım zırhımı
Kalbim ortalarda gezmiyorum artık
Kuşattım onu da kafesi ile tutkularımın
Bu vakitten sonra madem kanayacak bir yerim
Kaçırdığım içindir koyusunu mavilerin
Böyle ağ dokurmuş kıyısında gecenin eflatun
Avını bekler sureti pek ketum
Dili ile yalarmış zehrini metalin
Hep başında beklermiş bilmediği otun
Limanlar yok artık eflatun
O durgun denizlerine açıl deyiver hele bir
Kırbacını bekliyor deniz kızları
Şaklat kırbacını
Yoksa açılmayacak senin o kör gözlerin
Ve eflatun raks eder cümlesiyle kuklaların
Sen masal diyarının yağız prensi
Gözlerin ruhuna asalet katsın
Sesi huzur vermeyecekse eğer mızıka yere batsın
Yeniden inşa ederim diyorsan
Bırak ülkeni ateşler alsın
Bırak pelerinin yansın
Bakınıp durma etrafına artık
Bir Allahın bir de sen varsın
Umut ışığı ve kayboluş
Aysız gece, şiir partisi ve cadılar
Şu işe bak kalbimi çaldılar
Porselen bebekler uykuya daldılar
Yalı çapkınının sesini duyuyorum
Dikkat et
Maceralar güneyden gelir
Güneyden geliyorum