Hayatı, gökyüzüne kadar uzanan ağaçlara benzetiyorum. İnceli kalınlı dallarını da umudumuz gibi görüyorum. En tepeden aşağıya doğru dallar kırıldıkça umutlarımızı yitiriyoruz. Bazıları sağlam bazıları ise değil. Bazı zamanlarda da kendi dalımızı kendimiz kırıyoruz. Ama yine tutunmak için dal arıyoruz. Var olma çabası, yaşam mücadelesi...


Dün üzerinden kamyon geçmiş bile olsa ertesi gün yerden kalkabilmek için yeni bir dal arıyoruz. Eğer “umut” diye bir şey olmasaydı insanlar, insanları değil kendilerini öldürürdü. Dalları tutacak o gücü bulamadığımızda yere çakılacağımız o günü beklemek zorunda kalmazdık.


Bence korkunç olan ölüm değil umuda tutunarak yaşamak. Bunun için üzerinden geçen kamyona kızma, bırak geçsin. Çünkü sendeki güç hiçbir şeyde yok. Dalların bitmedikçe ayağa kalkmak zorundasın!