tüm bu basit yaşamın içinde bir pencere bulursun,

bulutlu iç açıcı mavisiyle gökyüzünü sunar gibi sana. 

içinde gezinen karanlığın bir ucundan tutar yüzüne gülümser. 

zihninin kuytularında gezen ölümün can alıcılığını unutturur sana. 

ardından bir rüzgâr uğuldar kulağında, yağmur çiseler teninde. 

bulutlar usuldan kaybolur, mavi gökyüzü koca bir karanlığa gömülür. 

yüzünde zorla tutunmaya çalışan gülümsemen düz hissiz bir ifâdeye dönüşür.

karanlığa baktıkça mavinin,

yalan bir umuttan ibaret olduğunu fark edersin.