Onlara anlatsam anlarlar mı

Ne istediğimi, neyin hayalini kurduğumu?

Biri de çıkıp der mi

Evet farkındayım, sorun var, hem de çok,

Ama artık vazgeçme.

Belki şuradan geçen umut rüzgarı seni de alır.

Götürür uzaklara ve bir daha buraya uğramazsın.

O zaman acıların dinginleşir, hatırlamazsın.

Yeni insanların yanına yeni bir yüzle çıkarsın.

Kimse de sana ne yaşadığını sormaz.


Ah ne güzel ihtimaller bunlar!

Ama rüzgar,

Bu denli bir umutsuzu nasıl taşıyabilir?

Nasıl benliğine bu acıları katıp uçabilir?

Belki hafifçe okşar saçlarımı,

Ama yerimden kımıldatamaz.

Ve bendeki bu umutsuzluk sevdasını,

Kimse söküp çıkaramaz.

Bitmek bilmeyen bir acı ruhuma garaz.

Benliğim ne yapsa bunu durduramaz.

Bir kurtuluş yolu vardır elbet,

Bu acılar sürekli olamaz.

Belki bu derdin şifası,

Şarkı söylemektir biraz.

Belki de her şeyden önce,

Bulabilmektir kendini.


Peki ben kendimi nasıl bulacağım

Geçmişin acılarına gömülmeden?

Tüm benliğim,

Geçmişin acılı topraklarına gömülüyken?

Zaten kazmaya korktukça daha da boka batan ben,

Nasıl dayanacağım

Hüzünlerim gün yüzüne çıkarken?

Kazdıkça içine çekecek beni dertler,

Her biri birbirinden esrarengiz.

Sonunda ise karşılayacak beni,

Derin karanlığıyla dehliz.

Kurtulmak için çırpınışlarım,

Elbette yetersiz.

Zaten çıkış yolu da gözükmüyor,

Karanlık çok merhametsiz.


Hey oradaki!

Bana bir ışık uzat!

Al eline kağıtla kalemi,

Hayat hikayemi anlat!

Kendimi anlamam,

Kendimle barışmam gerek.

Ve vakti geldiğinde bu yazıya son verip

Sessizce göçüp gitmek.


O zaman bir şeylere anlam katabilir bu yazdıklarım.

Bir umut olur ve sonsuzluğa uzanır yazgım.

Derimde biten binlerce kaygı tohumlarım,

Bir daha geri dönmemek üzere toprağa karışır.